KADIN OLMANIN DAYANILMAZ AĞIRLIĞI

 

          İnsan hayatında “olmazsa olmaz” diye adlandırdığımız kutsal saydığımız varlıklar vardır. Bence kadın, yeryüzüne gönderilen en kutsal varlıktır.  Dünyayı güzelleştiren muhteşem insandır o…  Annedir, doğuran, doyuran, yuvası için saçını süpürge eden, evlatları uğruna canını hiçe sayan varlıktır o… Velâkin kadın olmak çok zordur. Bedel ödemeden kadın olunmaz. Üstelik doğduğu gün başlar bedel ödemeye…  “Yine mi kız?” diye küçümserler. Sanki kadın olmasa erkek doğar mı? Bilmezler mi ki cinsiyeti ne olursa olsun evlat evlattır.

 

         Doğduğu gün başlayan horlanma ömrü boyunca devam eder. “Bak kızım ağabeyine yemek hazırlamalısın. Babanın terliklerini vermelisin. Bulaşıkları yıkamalısın.” diye yine hemcinsi olan annesi tarafından ona pek çok sorumluluk yüklenir. Ailede sevgi, saygı esastır; ancak bütün hizmet işleri hanımlara yüklenirse bu çok yanlış bir durumdur. İşin ilginç tarafı kadın, kadının eziyetine sebep olmaktadır bazen bilerek bazen de bilmeyerek… Evde erkek ve kız evlat ayırımı yapılıyorsa bu olayı körükleyen genellikle annelerdir. “Neden her işi yapan erkek kardeşim veya ağabeyim değil de ben oluyorum?” sorusuna “Sen kızsın, onlar erkek de ondan…” diyen ailede eşitlikten, adaletten söz edilemez.

 

        Cinsiyetçi ayırımlar yüzünden çocuklarımıza adil davranmıyorsak bu bizim suçumuzdur. Anne, en başından beri cinsiyet ayırımı yapmadan herkese eşit oranda sorumluluk yüklemelidir. Mesela her birey kendi odasının temizlik ve düzeninden sorumlu tutulmalıdır. Bulaşık olayı ise biri yıkarken diğeri çalkalayıp durulayarak çözümlenebilir. Yahut bulaşıklar makinede yıkanacaksa biri bulaşıkları makineye dizerse diğeri de yıkanmış olan tabakları, bardakları yerlerine yerleştirmelidir.

 

        Ayırımın yapıldığı bir toplumda sanılmasın ki ayrıcalıklı tutulan erkek çocuklar mutludur. Asla… Böyle bir ailede yetişen birey evlendiğinde de her türlü hizmeti eşinden beklemektedir. Hem kendi hem de eşi mutsuz olmaktadır. Ancak kadın ve erkeğin el ele, omuz omuza, gönül gönüle verdikleri toplumlar mutlu olabilirler. Unutmayalım ki mutluluk, eşitlikte gizlidir.

 

HARİKA UFUK
ADANA
31 Mart 2017

( Kadın Olmanın Dayanılmaz Ağırlığı başlıklı yazı harikaufuk tarafından 22.07.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.