Koca bir gün dolaştık Konya'da Çağatayla.
Şöyle Kalender meşrep bir hatun bulmak için.
Birinci adayımız endamı şanlı Ayla.
Sakın ha demeyesin geçin efendim geçin.
Eğer görseydi onu Damcıoğlu ablamız.
Eminim kıskanırdı, dayak atardı temiz.
Hem oldukça kalender, hem de oldukça semiz.
Halinden anlarız biz tok olsak bile açın.
İkinci aday Leyla, hemde sohbeti ballı.
Resmetmek ister idi, görse İbrahim Çallı.
Görünüşe bakarsan, Ayla kadar akıllı.
Aday sunmak işimiz, seçin efendim seçin.
Bir bilsen şu Çağatay, hatunlara ne dedi;
İyi hal kağıdıyla, sivileri istedi.
Madem gerçek olacak hocamızın muradı,
Sağlam tutalım işi, kurasıyız biz kaçın.
Yedi benli Süheyla üçüncü adayımız.
Ceza evinden çıkmış her gün içermiş kımız.
Dünya evine girsen, seni taşır kızımız.
Demeyesin sakın ha, uçun efendim uçun.
Konya adetleriyle alevlendi sobamız.
Az çile çektik ama, feda olsun çabamız.
İsteme işi kolay var ya adem babamız.
Nelere layık değil o kara göz o saç'ın
Hayırlı haberlerle işte geldik kapına.
Alması sana kaldı, güzelleri tapuna.
Üçüde uygun vallah, o atletik yapına.
Daha bu ilk devresi inan olsun ki maçın.
Bizce bu maç bitmeli, kol geziyor pandemi.
Kolları sıva artık, ilk yarıda al demi.
İstersen kararına jüri yapıp Ademi.
Üç kalender meşrebin değerini siz biçin.
Sebebi malum efem, Saklı bahçe Aslıhan,
Kimileri diyormuş şaireye Neslihan.
Vesile oldu hayra, kalksın artık bu nihan.
Kimden saklayalım ki, gizlilik olsun niçin?
Konya kazan biz kepçe, bu ne Sami sevgisi.
Sonuncu durağımız kelebekler vadisi
Baş göz edecez seni, ey Allah'ın Samisi.
Eğer yine olmazsa, yeminle senin suçun.
Mevlana'da yakardık şu Sami'ye kız diye,
Kaderini sil baştan yenileyip yaz diye,
Allahım yeter artık bitsin artık naz diye.
Konya'da kız ganimet, açın yolları açın.
Kul Fikret ve Çağatay, meşakatli bir yolla,
Üç aday belirledi, hocam kendini kolla.
Birini seçtim deyip, sözümü kessen balla.
İstanbul'dan Konya'ya göçün üstadım göçün.
Konya ve Kayseri illerimizde halen devam etmekte olan bir adet varmış,
isterseniz kapı kapı dolaşıp, evlenecek yaşta kızınız var mı
diye nezaketle sorulurmuş :) Bu nedenle araştırma sırasında hiç sıkıntı
çekmedik.
Sevgili Sami hocam, bundan yaklaşık altı yıl kadar önce, yine sana bu şiiri
yazdığım Çağatay kardeşimin evinde konuktum, bu konukluğumun nedeni,
Sitemizde tanıştığım kardeşimle, hiç yüz yüze görüşmememize rağmen, yaptığımız
yazışmalarda bekar bir erkek olarak, yaşadığım sıkıntıları kendisiyle paylaşmam
sonucunda hasta olduğum günlerde bile sıcak bir çorbaya muhtaç olduğumu,
aile hayatına duyduğum özlemi öğrenmesi nedeniyle ısrarla yaptığı davettir.
Bu davetten sonra dostluğumuz iyice pekişti, bir kaç defa daha bu güzel
ailenin misafirleri oldum. Hatta oğlum Barış'ın askerlik döneminde acemi
birliği Burdur olmasına rağmen yine kardeşimin daveti üzerine, Konya'dan
Burdur da ki birliğine Çağatay kardeşimle birlikte teslim ettik.
Sonra Allah nasip etti, 2015 yılında evlendim ve eşimin sayesinde ölümlerden
dönüp, farkında olmadığım hastalığımın, tedavisine başladım ve bu günlere
geldim. Halen yaşıyorsam Nevin hanımın bende emeği çoktur.
Çok şükür yüce Rabb'im bugün değerli eşimle birlikte bu aileyi ziyaret etmeyi
nasip etti.
Hiciv, şiir, şaka bir yana şimdi en büyük dileğimiz Allah'ın sana da böyle bir
saadeti nasip etmesidir.
Mehmet Fikret ÜNALAN (Kul Fikret)
14 Kasım 2020 Saat 02.30 (Çağatayla sohbet esnasında)
Konya
Fon Müziği: Mehmet Çağatay ÜNLÜTÜRK
