Makale / Araştırma

Eklenme Tarihi : 23.12.2020
Okunma Sayısı : 1097
Yorum Sayısı : 0
Yeni Asya cemaatiyle ilk tanıştığımda Ürgüp Lisesinde öğrenciydim. Abim Yeni Nesil gazetesinde(Yeni Asya gazetesi kapatıldığı için Yeni Nesil adıyla çıkıyordu.) çalışıyordu. Yeni Nesil gazetesi ve Köprü dergisi bize gelirdi sadece. Hemen hemen her hafta sonu Nevşehir'deki cemaat sohbetlerine giderdim. O sıralarda Nevşehir cemaati tam politize değildi henüz. Risale okumaktan başka meşguliyetleri yoktu. Evet hayır halk oylamasında cemaat politize oldu. Kısa süre sonra da bölündü. İlerleyen zamanlarda cemaat içindeki bölünme arttı. 
Demokrasi taraflılığı ile politikanın birbirine karıştırılması cemaate çok zarar verdi. Günümüze geldiğimizde ise cemaatin siyasi fikrinde eskisi gibi ısrarcı olduğunu ama fetönün eline geçtiğini internet kaynaklarında okuyorum.
Cemaat mensuplarında eskiden beri en çok dikkatimi çeken-bazılarında fanatizm derecesinde- tarikat karşıtlığıdır. Bediüzzaman cumhuriyetin ilk yıllarında tam bir aktivist idi. 1925 ten sonra kendi deyimiyle Yeni Said döneminde hayatının çoğunu sürgünler sebebiyle inzivada, kitap yazarak geçirdi. Yeni Said döneminde hiç bir şekilde gündemdeki olaylarla ilgilenmedi. Zaman tarikat zamanı değil sözü-belki- o dönem için geçerliliği olabilir ama İman kurtarmak tüm İslami gurupların ortak hedefi ve amacı değil midir? Tarikatlar başka bir şey mi yapmaktadır? Tarikat alanı Nemalananlar ve samimi olanlar şeklinde iki gruba ayrılmıştır her zaman. Bu hep böyle olmuştur. 
Yapıları ve manevi tasarruf eksikliği sebebiyle-yorum bana aittir) cemaatler zaman zaman dinin sahibi gibi davranmaya başlıyorlar. Kendilerinden başka İslamı yaşayan ve savunan olmadığı fikrini her mecrada yüksek sesle dile getiriyorlar. Bu doğru mu? Hayır!!! Dinin sahibi ve koruyucusu Allah-ü Teala(cc) dır. Bizler kul olarak yalnızca bildiklerimizle amel etme zorundayız. Dine sahiplenmeye çalışan herkes İslam'a bilerek veya bilmeyerek zarar veriyor. Bir adım ilerisinde ise kendisi gibi düşünmeyen herkesi tekfir etmeye kadar gidiyor. Günümüz bu tür insanlarla dolu.  Belirttiğim gibi İslami guruplar hakkında suizanda bulunmamak gibi bir prensibim var. Allah selamet versin.

IŞIKÇILAR 

İhlas Holding ve Türkiye Gazetesi bünyesinde faal bir cemaat. Cemaat diyorum çünkü okuduğum kadarıyla cemaatin kurucusu H.Hilmi Işık'ın şeyhi Abdülhakim Arvasi(ks) den icazeti yok. Manevi bir silsilesi olmayan guruplar Tarikat olarak sınıflandırılamaz. İmamı Rabbani'nin kitaplarını okumakla da Tarikat ehli olunmaz. Zikir eğitimi için silsilesi olan bir şeyh gerekir. Gurubun temel kitabı Saadeti Ebediyye içindeki H.H. Işık'a ait bazı fetvalar yüzünden çok eleştirilmiştir. 

SÜLEYMANLI(SÜYELMANCI) LAR.

Ben Süleymanlı(Süleymancı) lar gurubunu cemaat olarak sınıflandırıyorum. Bildiğim kadarıyla gurupta kendini cemaat olarak vasıflandırıyor. Veya en azından gurup dışındaki kişilere böyle söylüyorlar. Kendi içlerinde Nakşi uygulamalarından Hatme gibi zikirler yapıyorlar. Bu gurup en çok sigara, imam hatip, diğer nakşi( Mevlana Halidi Bağdadi bağlıları) kollarına düşmanlıklarıyla tanınıyorlar. İnternette guruba ait olarak biline bir sitede Nakşi-Halidileri açıkça tekfir etmekten çekinmiyorlar. Gurubun taşrada ayrım yapmadan menfaat karşılığı oylarını transfer ettiği her zaman konuşulur. Kur'an eğitimine verdikleri önemle Merhum S.H. Tunahan zamanında büyük hizmeti olan gurup kendisi gibi düşünmeyenleri öteleyen tipik bir cemaat görünümünde. S.H. Tunahan'ın damadı AP milletvekili Kemal Kaçar gurubu ekonomik bir güç haline getirdi.
Grup S.H. Tunahan'ın son şeyh olduğuna ve kendilerinin manevi olarak eğitildiklerine inanıyorlar. (Tasavvuf geleneğinde Üveysilik(Üveys el Karni'den mülhem) vardır. Pek çok Nakşi şeyhinin lakabı üveysidir(Şahı Nakşibend vb.) Ancak bu durum kişiler özel bir durumdur. Milyonları bulan bir cemaatin tamamının üveysi olması mantıksız geliyor. Anlatmak istediğim Tarikatın başındaki şeyhin sağ olması gerekir. Vefat eden şeyhlerin tasarrufu genellikle kesilir. Vefat eden şeyhe rabıta yapılmaz.
Gurubun Türkiye'nin Darül Harp olduğunu kabul ettiği bir gazete röportajında yayınlandı. Benim meşrebim tüm İslami guruplara Hüsnü zan beslemektir. Allah-ü Teala herkesin ecrini verecektir.  
( Cemaatlar başlıklı yazı Mustafa ESER tarafından 23.12.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.