Mevsimler biriktir düş sağanaklarında
ve iklimsiz geçen ömrüne sun rahmeti elbet esen rüzgârın şafağında yüreğin de
kıblesinde saklı tuttuğun kadar umudu ve pekişen rahmete sarıl ve seril elbet
elindeki asasıdır aşkın seni yarınlara taşıyan belki de sessizliğin bekası hani
içinde saklı rüzgârı sunarken mevsime.
Mısralar birer terennüm,
Miladı ömrün
Bazen çözülmek bilmeyen kördüğüm
Hani öğüdün
Kulağa salkım olduğu
Mutluluğunsa rivayet
Sözcüklere ektiğin hüzne
Kim biçiyorsa değer
Saklandığın kozandan taşan rahmet.
Aklının iklimlerine sığındın hem bir
ömür
İç sesin ölü, mantığın revaçta olduğu
dünü
Göğsünü gere gere de salınmadın mı?
Aklın koridorlarında
Aşka ağıtla yakanlardan da olmadın
Çünkü tutuşan sen değildin
Öldürdüğün nefsin
Gidip geldin dünya nimetleri için
Bir elinde kitap diğerinde ayağına
serdiğin
Yırtık kilim
Ve uçan halı bildin düşleri
Düşünemeyeceğin kadar da yalnız
kalacağın
Kim bilir kimin aklına gelirdi?
Yalnızlığın sağanak
Aşkın efsane
Gününse güleç yüzüne inandın
Ah, bir de kendine inanıp dokunsaydın
ya,
İçli çocuğa hani içindeki o mızmız
sefil varlığa.
Yetimliğine doyamadın da bir ömür
Yetinmeyi ise hep bildiğin
Yetemediğinse kibirli dünya ve
ahvalin
Hala sevebilmeyi beceren seyyah bir kâhindin
Elbet sevgi ekip umut biçtiğin
Güne dokunup mutluluk beklediğin.
Renkler soldu, sefil şair
Atlas yüreğinde yorgunluğun
Dönendin bir ileri bir geri
Nereye kadar asla düşünmedin
Ve işte mantık ölü
İç sesinle bulduğun her teselli
Şiir soluduğun bir ömür
Dillenirken yeni yeni…
Dilemması dünün
Direttiğin kadar sevgiyi ve umudu
Hala gözünü diktiğin o zirve
Ulaşılmazlığın yükseldikçe çıtası
Yoksunluğun savruk nidaları
Her perçem yürekten dökülen
O perde ki artık görmedin
Haiz olduğun kalp gözün
Dile getirip daha çok sevebilmenin
Meali iken
Şimdilerde yakın durmak kendine
Sevgiyi banıp içindeki rahmete
Dirilmekse yeniden
İyi de öldüğünü kim söyledi?
Mizacın ve şaşkınlığın
Şiar edindiğin şunca saf terennüm
Göğe diktiğin gözlerinde saklı şahin
bakışı
Aşk meleğinin
Gel gör ki izafi bir aşk bu
Ruhu dahi duymadan serildiğin bir
iklim ki
Kimsesizliğine kılıf geçirdiğin nice
şiiri
Bir yudumda içtiğin
Yine susuzluğun dinmedi
Acının da aşkın da sonu gelmedi
Tükenen neyse tünediğin
Varlığın kadar yokluğa meylettiğin.
Kara kuru bir hece de değildi madem
aşk
Sırların mesken tuttuğu tek mevsim
Başı da sonu da olmayan
Mademki başlamaktı dileğin…
Sonlanan sadece şiir
Diktiğin kadar söküklerini yüreğin
Solansa yüzünde açan çiçek
Sindiremediğinse bunca zulüm bunca
nefret
Oysaki aşk olmalıydı gıdası tüm
evrenin
Kayıtsız kalamadığın kadar
kanadığında tek gerçek
Tıpkı umudun ve inancın gibi
Şiarın iken sevgi…