Hüznün minvalinde sektiğimden fazlası
içime ekilesi turuncu bir sabahı da çok görmesin hani bana insan ırkı ve yüce
Tanrı.
Makûs talihin perde arkası
Elbet sıska kalemim cılız
bacaklarında kalmasa da derman en çok da sökün etti mi ilham yazılası ilk ve
son ferman…
Renklerden müzmin beyazın isyanı
Mukadderat tecelli ettiği kadar
Müdavimi yorgun yokuşların
Sözcüklerin estirdiği rüzgâr
Bazen elem bazen hüzün dolu kader
İmla hatasına da saplandı mı kalem…
Düş takviminden kopan bir yaprak daha
Mütereddit yüreğimin artçısı…
Bakracı zamanın
Müptelası yağmalanan kelamın
Gök kubbede saklı sedir
Yerküre ise çoktan yerle yeksan
Araf’ta salınası kalem ve kabir
Bir göğün maşuku
Yerkürenin endamı
Kayda değer hangi zaferse babadan
kalan
Yangının müridi
Seyyah yüreğin kıblesinde saklı
Soyuttan bir günce somut bellemek
adına
Yazılası şiir ve güfte ve nice hikâye
Eşrafın isyanı
Şairin reveransı
Riayet ettiği kadar kaderine
Soykırım
İz düşüm
Revnak hecelerden firar eden
Kürediği nice hayal ve hadis
Ruhunda saklı hutbeler
Sancılı bir doğum
Bazense verilen o mola
Ve işte her sus payı söylemde saklı
değişmeyen rota
Nokta kadar değeri de yok iken deli
gönlün
Üç noktalı aşklara kanat açar günbegün
Öğretiler
Öğütler ve dilekler
Kaputu yok iken yüreğin
Nidalar eşlik eder iklime
İkilem dolu bir zihin
Sayfalar alırken zehrini düşünen
beynin
İçine düşülesi mutlak hatıralar…