Her şiirin yalnızlığı kendine, hafız:
Hem ben hatmetmedim mi düş gücümde
Saklı tutulası gerçekleri
Mademki hibe edendi evren
Heybem bu yüzden mi hem dem
Tıklım tıklım dolu aşkın ateşiyle?
Şems’e öykündüm bir gün
O gün öldürdüm de nefsimi
Yaş aralığım on on-iki
Mevsimlerden yazdı ve kursağımda bir
lokma ekmek
Havadisiydi cihanın
Elbet kat çıkacaktım ben içimdeki
masum mevsime.
Lanetti giyinen iblis
Bilemedim de kim söyledi doğru kim
yalan
Lakin asla şüphe dahi etmeden
Kimse inandım karşımdaki
Bildiğimse bendim yine bana yanıt
veren.
Şems’in rüzgârına kapıldım son
zamanlarda
Aşktı şiarım
Aşktı benim yalnızlığım
Aşktı da kalabalık yüreğim
İkilem yüklü mizacım
Elbet tek tapındığım güzel Rabbim.
Güller derledim her mevsim
Şirindi yaprakları
Kimi kan damlatan kırmızı
Belki de fazla asiydi pembe gülün
mizacı
Maviden gözleri gök kubbenin
Ve başım her sıkıştığında
Gözlerimi diktiğim kar beyazı
bulutlarda
Yaşadığımı tahayyül ettim çekinmeden
Asla yüksünmeden ağladım da hüngür hüngür
Ta ki bir gün ansızın alay ederken
eşrafım
O gün bu gün sessizdir gözyaşlarım.
Kapıldığım şu rüzgâr
Kaybolduğum yamaç
Tırmandığım dağ
Elbet sırtımı dayadığım çınar
Hepsi İlahi Kudretin mucizeleri
Nasıl ki ben hala ayaktayım ve dimdik
Artık ne alakası varsa,
Hep mi gülerken ağlar insan?
Rengim beyaz ve pembe:
Yemin ederim yemin ederim
Omzumdaki melekler de şahit tinime
Makberim çoktan döşendi
Matemimse yorgun bu aralar
Azıcık mutlu olmaya ihtiyacım var
Mealim mi?
Ah, nereden başlasam nereden?
Yetmez sayfalar ve parmaklarım ve
yüzüm gözüm
Bak, bak aşk ile mürekkep içinde.
Bense sehven ölü
Bazen dirilen bir hüzünden
İnşa ettiğim yeni bir ömür
Gurur duyduğum kadar atimle
Ve kökümle ait olduğum
Rabbin bahşettiği güzel ülkemde
Yaşamanın verdiği güven sayesinde
Telaşla seviyorum evreni
Dünden beri sürüklendiğim her mevsim
her resim
Hala kovamadım içimdeki mızmız çocuğu
Görünen o ki;
O illa ki benimle ezelden ebediyete
Edebimle yaşamanın da kendisidir.
Ne zamanki yüklensem kendime
Daha da coşan yüreğimle
Kefilim işte içimdeki Şems’e
Daha da yolum var hidayete
İzninizi da almadan sevdim hem ben:
Tüm nesli, evreni
Aşkın kıyılarında vuran özlemle
Öznemi de saklamadan sekerken bir
yürekten diğerine
Artık nasıl sığıyorsa koca kâinat
ufacık yüreğime.
Şems’in rüzgârında uyudum uyandım bu
gün
Yarınlara kefildir güzel Rabbim
Bense içimdeki mevsime ve çocuğa
Sevmeyi sevdiren Rabbime sevdalı ta
ezelden
Her müşküle düştüğümde
Başım da asla düşmeden önüme
Sadece O’nun katındadır boynum kıldan
ince…