Yaşlı bir telaş içtimada
Sözcükler vakur ve ıssız
Elbet yalnızlığın kurşunlandığı
Darağacında asılı bir sağanağım ben, bayım
Başıbozuk düzende kıstırılmışlığım
Bir akasya ağacından sarkan rüzgârın
Sedefli düşleri
Mevzu bahis sevmekse bayım,
Üstüme tanımam.
Dertop olmuş ruhum…
Ah, muhafazalı duygularım
İstikrarla ölüyorum bayım
Yarım ağız sevenlere de okuduğum
lanet
Her halükarda uzatmalarını oynuyorum
mutluluğun
Göğsümde salınan dibi su alan sandal
Varlık ne ki içinde yaşadığım kadar…
Hele ki o masal
Elbet gizli kahramanıyım da
sözcüklerin
Mağdur ve mahur
Muhalif olduğum yeryüzüne sadık bir
Kurşun asker
Bakma üstüme başıma
Yaşadığım kadar maruz kaldığım o güzergâh
Gidip gelmelerin mealidir hem
Yüzümü örttüğüm peçe
Perçemi mi yüreğin gözümden
sakındığım?
Elbet sensin içimden taşan
Sensin asla firar edemediğim son
durağım.
Bir yasın müdavimi olsam ne ki?
Yasadığım her yeni günde illa ki
Başımı yasladığım çınarımsın, bayım
Bir kuş gibi çırpınan varlığım
Kurada çektiğim tombala
Tembihliyim hem büyüklerimden
Bir seyyah yürek yakalandığım esinti
Rüküş bir yalnızlığın son perdesi
Per perişan göğüslediğimin ertesi.