Ey mehtabın sızısı, sensiz nârlı gecede
Bağrım yanıktır benim, gelsen yoldan su gibi
Biriksin damlaları, havzasına gece de
Sana dair kelime, aksın dilden su gibi
Toprak özlerse eğer, bağrı çatlar gelmezsen
Yeşil bitmez dalında, baldan tatlı gülmezsen
Düşerim rüyalardan, tabirini bilmezsen
Şiire ahenk olur, nârın selden su gibi
Yollarını gözlerim, gölgeler iner çıkar
Yaz güneşi yakarken, kışın gökten düşer kar
Sabır taşı çatladı, zamanda kalmadı ar
Mevsimler gelir geçer, yolcu çilden su gibi
Yıldızları sayarım, sonu gelmez sayının
Döver durur dalgalar, iflahı yok kıyının
Aleme baş kaldırır, civan kabadayının
Damarlarındaki kan, akar koldan su gibi
Çığlığım duyar mısın, derindedir yankısı
Ah ettikçe yükselir, arşa varır şarkısı
Yükseklerden düşerim, alçak gönlün yıkısı
Zelzeleler yaratır, sallar halden su gibi
Bulut taşır yağmuru, isteyene verir mi
Susuz kalmak mıdır aşk, harareti ahir mi
Sevdalık çeken yürek, günden güne erir mi
Erir de hasret kalır, geçmez çölden su gibi
Mesken tutup zamanı, günlerimden çalarsın
Sağır oldum zahire, batınıma dolarsın
Hasretim olmaz ise, yüreğimde solarsın
Tespih olur, yâr adın; akar Nil’den su gibi
Umut küheylan olur, kaf dağına sürerim
Yorulunca, hayalin, döşek diye sererim
Sağırlık namın ise, işitir ses, ererim
Senle benim hikâyem, çıkar faldan su gibi
Özü saklı kökünde, çiçeğine bakma sen
Açmış nar çiçekleri, kırmızıya akma sen
Kanatları pervane, arı olup sokma sen
Varlığın taze yeşil, doğar daldan su gibi
Günleri haftalara, nakış gibi işlerim
Temmuzun kucağında sevdan ile kışlarım
Olmayınca bu yaz da, yetim kalır düşlerim
Sensiz mevsimler hırsız, çalar yıldan su gibi
Kokun dolar içime, esen yelden su gibi