Anayasalar genel deyimle toplumsal sözleşmelerdir.
Tüm toplum kesimlerini kucaklayan kuralların ana fikridir.
Çıkarılan ve çıkarılacak bütün yasaların sınırlarını belirleyen temel yasadır.
Mümkün olduğunca tüm toplumsal kesimlerin uzlaşmalarıyla yapılmalıdır.
Peki, anayasalar niçin yapılır?
Devletle kişiler arasındaki ilişkileri yapılandırma.
Kurumlar arası uyumu sağlama.
Birlikte güven içinde yaşanabilecek ortam hazırlama.
Halkın huzur, refah ve güvenini teminat altına alma.
Kişi hak ve hürriyetlerini garanti altına alma.
Kişi, kurum ve yetkililerin görev ve sorumluluk sınırlarını belirleme vb.
Anayasa ve yasalar toplumların özelliklerine göre değişim gösterir.
Bir topluma göre hazırlanan bir anayasa veya yasa ne kadar gelişmiş olursa olsun başka bir topluma uymayabilir.
Yâda başka bir toplumda huzur ve güven unsuru olan bir yasa bir başka toplumda olumlu sonuçlar vermeyebilir.
Dolayısıyla anayasalar ve yasalar uygulanacağı topluma göre özellik gösterir.
Anayasalar halkın ihtiyaç ve problemlerine çare üretebilmelidir.
Statik değil dinamik ve değişimci bir yapıya sahip olmalıdır.
Aksi takdirde toplumda çeşitli huzursuzluklar doğmaya başlar.
Toplum yapısını düşünmeden dünyanın en gelişmiş yasalarını bile getirseniz başarı sağlayamazsınız.
Öyle olmasaydı her ülkenin ayrı anayasa yapmasına gerek kalmazdı.
Dünyada en gelişmiş olduğuna inanılan bir anayasa ya da yasayı kabul eder iş biterdi.
Özele gelecek olursak anayasa ve yasalar değiştirilirken ya da yeniden yapılırken Türk halkının ihtiyaçları göz önünde bulundurulmalıdır.
İnsan hak ve özgürlükleri ön planda tutulmalıdır.
Türk halkının önünü kapatan değil açan bir yapıda olmalıdır.
Türk halkının özellikleri ve kültürel değerleri mutlaka dikkate alınmalıdır.
Bir başka ifadeyle halka rağmen yasa yapılmamalıdır.
Bilindiği gibi birçok yasamız gelişmiş batılı ülkelerden alınmıştır.
Ama hiç biri orada verdiği sonuçları vermemiştir.
Mesela medeni kanunumuz İsviçre’den alınmıştır.
Peki, bu yasa İsviçre’deki sonuçları sağlamış mıdır?
Tabii ki cevap olumsuzdur.
Yine ceza yasalarımızın temeli de İtalyan ceza yasalarıdır.
Bu yasalar o ülkeler için en gelişmiş yasalar olsa da Türk toplumuna uyum sağlamadığı yaşanan gerçeklerle görülmüştür.
Bugün gündemde olan anayasa değişiklikleri de dünyanın geldiği nokta ve Türk toplumunun ihtiyaçları göz önünde bulundurularak mutlaka reforma edilmelidir.
( Anayasalar başlıklı yazı İ.Sarıçay tarafından 23.03.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.