1
Felsefi Görüşün Sersefil Görüş Olduğunu
Savunan Bir Vatandasın Yargılanması…Y a da Felsefi Görüşün Reddine Karşı Bir Yargılama Süreci...
Geçmiş zamanın bir yerinde bir
ülkede, kurulmuş mahkeme soylu hakimler, seçilmiş savcılar, avukatlar ve
soytarılar ve seyirciler. Hâkim gelince herkes ayağa kalkar, sanık kalkmaz. Sorulur
-Neden ayağa kalkmadınız?
-Beni suçsuz yere yargılayan
sizlere, nasıl saygı duymamı bekliyorsunuz?
-Yaz kızım tutanağa, ne yazdın?
- Beni suçsuz yere yargılayan
sizlere, nasıl saygı duymamı bekliyorsunuz?
-Hayır kızım, saygısızlık ederek
önümüzde kalkmadı.
-Yazıyorum sayın soylu hakimim…
Yer İngiltere Ya Fransa Amerika
Rusya ne fark eder ki?
Sanık ayağa kalkar.
-Beni suçsuz yere yargılıyorsunuz?
-Suçlu ya da suçsuz olduğunu ortaya
çıkarmak için, yargılıyoruz zaten, bizim görevimiz bu zaten, değil mi sayın
soylu hakimlerim, savcılarım, avukatlarım ve seyircilerimiz.
-Yani bir piyes tiyatro eseri
yazarak sahneliyorsunuz?
-Hayır evladım, ne alakası var?
-Suçum neymiş söyler misiniz?
-Soylu bilgili birikimiyle ışık
olan asil zadelerin felsefecilerimizin söylemlerine karşı çıkmanız.
-Neye kime göre soylu? Bilgili? Işık
saçan bu insanları aldatanlar?
-Yaz kızım tutanağa bunda, ret
ediyor!
-Neyi efendim ret ettiğini söyler misiniz?
-Kızım sen nerenle dinliyorsun? Soyluları
asilzadelerin söylemini…!
-Anlaşıldı efendim. Şey efendim program
yanıt istiyor, cebi dolu olanlarımı ensesi kalın olanları mı?
-Kim yaptı bu programı? Sen mi
yoksa? Senin dilinle konuşuyor!
-Ne alakası var? Ben bir çiftçiyim
sadece!
-Neyse bunu daha sonra hal ederiz
değil mi asilzadeler?
Herkes başını salladı, sanık hariç.
-Sayın hâkim ben hangi söylemlere
karşı çıkmışım?
-Kızım dosyayı çıkartır mısın
kazıyıcıdan?
-Efendim, kazıyıcılar öğle
yemeğindeymiş, boş keseden sallayıcılar nöbetteymiş ben onlardan alayım.
-Bakın görün her şeyi kendine göre
ayarlamış, kesin bundan senin parmağın var!
-Buyurun sayın hakimim boş keseden
sallayıcılar dosyayı gönderdiler.
-Ver kızım bakayım şuna. Evet…Hım
mm…Enteresan!” Felsefe insan yaşamını ilgilendiren her konuyu inceleme ve
soruşturma alanı olarak seçtiği gibi, bizatihi “insanı” da ele alıp inceler.” Doğrudur,
siz ne demişsiniz, bakayım… Bununla İnsanın bütünselliğinin yaşamının göz ardı
edilmesi hatta ve hatta İnsan gerçeğine yaşamına kazancına dair bir çalışma
içinde olunmadan yeterince farklı bakış açısı sunmadan aristokrat denilen siz
güya ayrıcalıklı, seçkin, soylular sınıfından olan, sizlerin perspektiflerden
bakılmaması ret etmeme sebebimdir! Sizler kime neye göre ayrıcalıklısınız
seçkinsiniz de biz en aşağı tabakayız…Evet burada tamamen ret edişin sıçraması
ve fışkırmasıyla sayfalar ıslanmış…Birde sorunlarımıza sizler tarafından yanıtlarının
tek seferde verilememesi aylarca yıllarca sürüncemede kalması da ayrı bir konu…Duydunuz
asil soylularım hâkim savcılarımız ve halkımız şakşakçı… Pardon vakvak gibi
konuşanı, şimdi siz bana bunu neye dayanarak söylüyorsunuz? ispat edebilir misin?
-İspatın ne olduğunu biliyorsanız
tabi ki?
-Yaz kızım hala isyan ve kargaşa
içinde…
-Peki efendim, şey program cevap istiyor,
kime göre isyan hazırlığında? Kimi kışkırtmaya çalışıyor? Ne amaç için? Bu
kışkırtmanın boyutu nedir? Soyut bir dil ile neyi söylemeye çalışıyor? Bu soylu
dili halk benimsiyor mu?
-Sen bakma programı kapat, o
sayfayı direkt yaz.
-İşte ortada her şey, sizde kabul
etmiyorsunuz size uymayanı! İnsanların kendini özgürce ifade edeceği bir
toplumun oluşturulmasını sindiremiyorsunuz! Akla ve iradeye değer veren bir
toplum olunmasını istemiyorsunuz o zaman sizin bu koltuklarınız boş kalacak
kasalarınız dolmayacak!
-Şey efendim program doğrudur
uyarısı verdi, ne yapmamı emredersiniz?
Sanık
-İşte haliniz ortada. Herhangi bir
düşünceyi ya da görüşü ele alırken onu olduğu gibi kabul etmek yerine, sizler
kendi akıl süzgecinden geçirerek bize sunmanız bayağı bir dayatma, suratımıza
fırlatma…
-Oturuma yarım saat ara veriyorum.
Mehmet Aluç
Devam edecek inşallah