Bir kara bulut gibi karanlığın üstüne
Çekilirken el ayak, akşam libasın örter.
Zehir dolu kaseyi sunar kadim dostuna
Fokurdayan bir yılan  hayallerimden dürter.

Acı bir çığlık ,feryat yükselir avaz avaz
Gönlüme karlar yağar nerde kaldı artık yaz
Gözden yaşlar dökülür dilde ise bir niyaz
Gece sessizliğini sanki bir figan yırtar.

Yıldızlar da söndü bak kaldık senle başbaşa
Bir kızgın har içinde nasıl yaşarsan yaşa
Ben pamuktan bir iplik dolaşmışım bir taşa
Söylesene be gönül bu yükü nasıl tartar?

Yıllar var ki gözledim haydi bekletme beni
Ey bir nazına candan meftun olduğum peri
Dinmez ki gözüm yaşı sen gittiğinden beri
Söyle ... Söyle bu yürek sensiz nasıl çarpar?

Araya girmiş hicran geceler bana yorgan
Sızlıyor daim vicdan hüzünse olmuş urgan
Beni çektikçe boğan bir yara ki sızlayan
Ya çek de ipim öldür ya da derdimden kurtar.

( Hüzün Akşamları başlıklı yazı Nuri Baş tarafından 31.08.2021 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.