Yaşanmışlıkların ağır yükünü taşıyan,
Bir sevda emekçisiyim.
Vuslata kaç var bilemiyorum.
Zaman akarken, ömrümü öğütüyor,
Yorgun bir su değirmeni;
Günbegün fire veriyorum.

İsterdim şunu bilmeni,
Hücrelerimi besleyen,
Sevgin olmasaydı;
Ve hayallerimi süsleyen,
Ay yüzünün şavkı,
Vurmasaydı her gece,
Odamın penceresine;
Tükenirdi nefesim,
Kaybolurdu sesim,
Kalırdım öylece...

Güz yağmurları çiseliyor,
Kuşlarda kış tedirginliği,
İçimde, sensizliğin gerginliği var.
Odun ateşinde pişen, 
İki fincan menengiç kahvesi,
Kalan ömrümüzde,
Bizi mutlu etmeye yeterdi.
Yandan bakan, yazdan kalan
Bakışlarında ısınırdım,
Gam-kederim biterdi...

Terkedilmiş cumbalı bir ev gibi,
Direniyorum zamana.
Bakmasınlar dışımın harabâtına,
Ne bilsinler içimdeki seni,
Bir tutam aşkın yok mu yâr?
Ayakta tutuyor beni...

02.10.2021
Muhittin Alaca
( Bakmayın Dışımın Harabatına başlıklı yazı Alaca tarafından 2.10.2021 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.