Bir düş giyimdim: kimliksiz bir
redifti belki de razı geldiğim bir gerçek ve akan yaşların iklimler devirdiğine
tanık tek düş’ tü gözümden düşen belki de g/özümde tüten yalnızlığın sefasını
sürüyordum…
Düş bildiğim gerçeklerde gidip
geliyordum tutarsızca
Ne de olsa zemherilerde doğup yaşayan
Ölü bir kardelendim ben:
İnsanların gözünde acılara boğulan
Ve boğmaca geçiren dünyanın da neferi
masumiyetti
İçimi tırmalayan…
Mahzenimin duvarlarına asılı bir resim,
gece:
Resmettiğim binlerce duygu ve
çetrefilli her hece
Aşksa buyurgan
Hüzünse doğurgan
Yoksa doğması mümkün mü bunca şiirin
anbean?
Hazansam, hüznün muadili
Azansa iblisin nefsi
Azık bildiğim ya da katık ve işte
hasreti
Huzura yüreğimin
Bazense gölgelerin haset ettiği
Oysaki etten kandan bir insanım ben
İnsanlığın sunumu ve sürümü
Gölge eden kimse haz etmediğim
İyi de bu dünyaya sevmek için
gelmedik mi?
Muazzam olansa kâinat
Müdavimi olduğum her kehanet
Muadili olduğumsa aşk ve hasret
Duyduğum ölüm öncesi cennet
Elbet ihlal edilen sınırlarım
Sinirlerimden örülü bir cinnet
Bazen içine düştüğüm tuzak
Yanan sönen her tütsü renklerinse
na’şı
Dünde solan her çiçek
Yarınlara düşkün bir umut
İçimde beslediğim sonsuzluk ve ufuk.