BERELİ
ROMAN
Bu roman
What iff ( olsaydı?) formatında kurgulanmıştır. Anlatılanlar kurgu olup gerçek
kişi ve kurumlarla olabilecek benzerlikler tamamen tesadüfidir.
Şubat
2014 İstanbul Etiler Sirius kafe
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Basın ve
Halkla İlişkiler Şube Müdürü 1 Sınıf Emniyet Müdürü Timurhan Yürekli ve
İstihbarat Şube Müdürü Engin Altay kahvaltı yapmak için geldikleri kafede
kahvaltılarını bitirmiş keyif kahvelerini içiyorlardı. Engin Altay her zamanki gibi tedirgindi.
-Ağabey
merkezi bir kafede bir gazeteciyle buluşmak… Sence mantıklı mı?
Timurhan Yürekli gülümsedi.
-Sakin
ol Engin. Savaşta mantık olmaz. Kafe arkadaşlarımızın değil mi?
-Kafe
arkadaşlarımızın ağabey de… fotoğraflanırsak sıkıntı olmaz mı?
-Kimse
bizi fotoğraflayamaz Engin. Velev ki fotoğrafladılar ne olacak? Kimse bir şey
yapamaz.
Engin Altay’ın yüzü kafe girişine
bakıyordu. İçeri giren genç kadını fark etti. Girişteki garson masalarını
işaret ediyordu. Bekledikleri misafir olmalıydı. Masalarına doğru ilerleyen
kadın Engin Altay’ın beklediği gibi değildi.
-Gazeteci
geldi ağabey. İyi de bu kadın bizim gazetede mi çalışıyor?
Engin Altay şaşırmakta haklıydı. Masalarına
doğru yürüyen gazeteci kadın uzun yırtmaçlı bir etek giymişti, kan kırmızı
ojeli uzun tırnakları kırmızı rujlu dudakları dikkat çekiciydi. Masaya yaklaşan
gazeteci kadın teklifsizce oturdu.
-Engin
müdürüm merhaba. Tuba Şensoy. İstihbarat şefimiz Ahmet ağabey aradı mı?
Engin Altay eteği uzun yırtmaçlı gazeteciyi
garip garip incelediği için soruyu Timurhan Yürekli cevapladı.
-Ahmet
Bey’le görüştük Tuba Hanım. Hoş geldiniz. Aç mısınız? Kahvaltı?
-Teşekkür
ederim müdürüm. Kahve yeterli.
Timurhan Yürekli az ileride
kendilerini takip eden garsonu işaret parmağıyla çağırdı. Kahve söyledi.
-Ulaştığınız
bilgileri bizimle paylaşacak mısınız Tuba Hanım?
-Maalesef
elimizde sizi tatmin edecek bir bilgi yok müdürüm.
-Anlamadım
Tuba Hanım? Gazetecisiniz ve hiçbir bilgiye ulaşamadım mı diyorsunuz?
-Aslına
bakarsanız adındaki adam hakkında pek çok bilgiye ulaştık ama…
-Ama
gerçek kimliğine ulaşamıyorsunuz öyle mi?
Tuba Şensoy cevap verdi.
- 4
aydır radarımızda ama hakkında hiçbir bilgi yok Engin müdürüm.
-Hangi
sebeple bu adamı takibe aldınız?
-Engin
müdürüm sizde bilirsiniz ki hangi sektörde olursanız olun 30 yaşındaysanız ve
birkaç ay içinde yükseldiyseniz bu durum medya için ilginçtir ve radara
girersiniz. Ali Yıldırım 30 yaşında ve
birden bire yükseldi. Elimizdeki bilgilere göre 2013 Ağustos’unda İstanbul’a
geldi. Eylül başında Helin Karaşahin’in koruması ve şoförü olarak Karaşahin
Holding’te işe başladı. Bu güne geldiğimizde ise Ali Yıldırım’ı Karaşahin
Güvenlik Genel Müdürü, Çaylı Holding Yönetim Kurulu Başkan vekili ve Çaylı
Holding veliahdı Hatice Çaylı’nın nişanlısı olarak görüyoruz. Öz geçmişine göre
uzman çavuşluktan ayrılmış, yaşayan akrabası olmayan biri için ilginç bir
yükselme hikayesi. Öyle değil mi?
Timurhan Yürekli fincandaki son yudum çayı içip lafa girdi.
-Bizde
tam olarak bu ilginçlikler için Ahmet Bey’den yardım istedik zaten Tuba Hanım.
Ama bir şey bulamadım diyorsunuz. Bu da ilginç değil mi?
-Tam
olarak değil müdürüm. Eskiden olsaydı Ali Yıldırım’ın derin devlet için
çalıştığını rahatlıkla iddia edebilirdim. Ama...
-Ama?
-Ama
artık böyle bir şey mümkün gözükmüyor. Olsaydı Ahmet ağabeyin mutlaka haberi
olurdu. Öyle değil mi?
Timurhan Yürekli cevap vermedi.
-4 aydır
hiçbir ipucu bulamadınız mı?
-Hakkında
bazı dedikodular var ama…
-Ne gibi
dedikodular Tuba Hanım?
Ali Yıldırım’ın adı Çaylı Holding veliahdı Burak Çaylı’nın ve “
Bijon” lakabıyla tanınan Suphi Tekin’in öldürülmesinde geçiyor, geçen Eylül’de
Helin Karaşahin’le Diyarbakır’da gizli bir toplantıya katıldığı, toplantının
ardından otelde bir katliam olduğu dedikodusu kulağıma geldi ama bilgi ve belge
yok. Bir de yakın zamanda öldürülen bölge başkanlığı çalışanlarından Küçük Ağa lakabıyla
bilinen Ayhan Taştekin var. Eğer Ayhan Taştekin adamımızla bağlantılıysa geride
mutlaka Müsteşar vardır. Yine elimizde bilgi veya belge yok. Ve en ilginci de sıra
dışı birinden bahsediyoruz.
-Sıra
dışı derken Tuba Hanım.
-Bu güne
kadar gizli bağlantılarla hızlı yükselen kişilerde sıklıkla rastlanan bir durum
var müdürüm. Lüks yaşarlar, çoğunlukla gece hayatına düşkündürler ve bol para
harcarlar. Bu hep böyle olmuştur. Ali
Yıldırım tam manasıyla anti sosyal biri. Gece hayatı hemen hemen hiç yok. Zararlı
hiçbir alışkanlığı yok. Sadece nişanlısıyla zaman zaman yemeğe çıkıyor, lüks restoranlara
takılmıyorlar. Resmi veya gayri resmi hiçbir toplantıya katılmıyor.
Toplantıları yardımcıları hallediyor. Adam makine gibi her gün çalışıyor. Mesai
kavramı sıfır. Aynı evde iki gün üst üste kalmıyor. Adamı takip etmek neredeyse
imkânsız. Aklıma başka şeyler geliyor. Ama…
Tuba Şensoy kahvesini yudumladı, bekledi. Göz ucuyla muhataplarını
inceledi. Engin Altay tüm dikkatiyle
dinliyordu ama kafasını kaldırmadan. Timurhan Yürekli ise ağzından çıkan her
kelimeyi kaçırmak istemiyor gibiydi.
-Yanlış
anlamadıysam aklınıza gelen şeyler absürt şeyler, öyle mi Tuba Hanım?
-Belki
müdürüm. Birini bu kadar araştırıp bir şeyler bulamazsam bilgi karartıldığını,
ipuçlarının gizlendiğini düşünürüm. Hem de iki taraflı olarak. İstihbarat şefim
Ahmet Bey bana Ali Yıldırım’ın dosyasını verdi. Yanılmıyorsam Emniyet
hazırlamış. Elimdeki dosyada hiçbir ipucu yok. Size anlattıklarım her muhabirin
kısa bir araştırmayla bulabileceği şeyler.
-Nasıl
bir ipucu istiyorsunuz ki Tuba Hanım? Anlamadım.
-Ali
Yıldırım’ın İstanbul’a neden geldiğini bilmiyoruz. Özgeçmişine göre
Kırşehir’li. Uzman çavuşluğunda katıldığı operasyonları bilmiyoruz. Ali
hakkında bilgi alabileceğimiz sivil veya askeri kimseye ulaşamıyoruz. Elimizde
bir isim yok. Karaşahinler hangi sebeple
güvendi bilmiyoruz. Burak Çaylı’yı öldürme ihtimaline rağmen Caner Çaylı bu
adama kendi güvenliğini neden verdi? Bilmiyoruz. Yine mesela Caner Çaylı niçin ani bir gece
yarısı açıklamasıyla nişan ilan etti? Amacı Ali Yıldırım’ı korumak olabilir mi?
Öyleyse kimden koruyor? Caner Çaylı’ya yapılan saldırıyla Ali Yıldırım’ın ne
gibi bir ilgisi olabilir? Helin Karaşahin Ali Yıldırım’ı niçin kurşunladı? Ali
neden şikâyetçi olmadı? Ve görevine devam etti? Bu ve benzeri sorulara sizin
vereceğiniz bir cevap yoksa benim söyleyecek bir şeyim yok.
Tuba Şensoy’un söyleyecekleri bitmişti. Muhataplarını süzdü. Son
sözü Timurhan Yürekli söyledi.
-Teşekkür
ederiz Tuba Hanım. Sorularınızın cevabını maalesef bizde bilmiyoruz.
Tuba Şensoy başıyla selam verip
kalktı, uzaklaştı.
-Ne
düşünüyorsun Engin?
Engin Altay 25 yıllık meslek
hayatındaki en karamsar cevabı verdi.
-Kusura
bakma ağabey ama sıçtık. Ne yapacağız?
-Ali
Yıldırım ve Tuba susturulmalı Engin. Tuba sorularının peşine düşerse skandal
olur. İşsiz kalırsa iyi olur. Ali Yıldırım’a gelince… Gurubun selameti için Ali
susturulmalı.
Eliyle garsona çay getirmesini
işaret etti.