Sahanın İçine Girmek-1-
Her zaman sahanın dışında olmak
güzel olsa da sahanın içine girmek gerekir, sahayı varlığımızla doldurmak ve
sahanın boş kalmaması adına. Hayat bir mücadele alanı olduğuna göre sahadan
kaçmak mümkünde değil her ne kadar sahadan kaçmaya çalışsak ta, hayat her zaman
taze olanı bize gülümseyeceğimiz şekilde vermiyor bu nedenle ki az ağlama az
dert ile oyalanma ile hayat mücadelemizde varlığımızla neler yaptığımızı orta
yan sahada göstermek zorundayız. Her zaman gol atamayız golde yeriz hayatın
olağan bir akışıdır bu bence…
Anlayacağımız bir dil ile varlığın
akışı olan hayat bizim sahada var olmamızla sahada yaptıklarımızın toplamıyla, ortaya bir sonuç çıkarmanın mücadelesidir. Yaptığımız mücadelede bir bütün ve
anda akan eylemler uç uca eklenince, bir hayat bir yaşamla yaptıklarımızla hayat
gerçeği ile bize belki göz kırpar, belki göz kırpmadan az uçurumun kenarına
sürükleyerek mücadelemizin toplamının verdikleriyle değer elde ettikleriyle, uçurumun kenarında kime sığınmamız gerektiğini göstererek, Âlemlerin Rabbine
sığınmamızı bir yaratanımızın mutlak olan gücünü hatırlatarak ona sığınmamızı, ona varmamızı ister tabi bu tercih meselesidir. Hayatın toplamının amacı da anlayış
ve görüşle fark edişinin zuhuru ise, görenin kendisi bir damla, damladan
okyanusa damlayarak varlığının kapladığı alandan varacağı okyanusun büyüklüğüne
ermenin, bu varma ile tecelli eden Rabbinin mutlak güç kudretiyle bu eylemle
ancak varacağının idrakine erişmesidir. Hayata sıcak bir sarılma ile sarılmak, hayatımızı ısıtmanın güzelliğiyle gönül bahçesinde hayatın bahçesinde çiçekleri
yetiştirtmek, açan çiçekleri demet demet insanlığa sunmanın huzuruna ermekten
ötesi boşa iştigaldir.
Bazen bu sarılmalar bize
tehlikelerin merkezine götürse de biz vazgeçmeden, aynı sıcaklıkla yürüyerek
hayata sarılarak insanlara varacağımızdır. İşte Mert ile Sevdanın aşkında
olduğu gibi. Mert eski sevgilisinden ayrılalı iki yıl geçmiş, yeni bir sevgili
bularak yani Sevda ile tanışarak aşk dolu hayatına, aşkla devam etmenin
peşindedir. Sevda ile lise mezunu bir kafede çalışarak, evine üç beş kuruş
götürerek kazanmanın peşinde. İlk tanışmaları Mert’in eski sevgilisinden ayrıldıktan
bir yıl sonra, bir çay içmek için yolu üzerinde olan şimdiye kadar fark etmediği
kafede çay içerken, gülüşüyle kendisine çayı getiren güzeller güzeli garson
Sevda ile tanışmış, bu tanışma ile bir yıldır mutlu olarak hayatına devam
etmenin sevinci içinde, Sevda’yı canından can bilmiş candan sevmenin aşkına erişmiştir.
Mehmet Aluç