Bizden önce doğmuştu, yalanların, ayaz kokulu frengili çocukları. Biletsiz yolculuklarda sevişen, hüzün renkli lâleler bıraktılar geriye. Erken doğumlu sancılarda, bütün hüzzam sözlerini ezberlettiler kelebeklere. Ellerimize tutuşturulan ayrılıklar, yangınlar kaldı ömürlere sancılı.
Yalnızlığın ilk demlerinde, savruldu ıslak öpüşlerin, bahar renkleri. Hafızası ölü, nakkaşlara işlettiler, kaf dağının ardındaki, masalları, Deli, divane çöllerde, yasaklı odalarda serpildik, bir güneşten kaçarken. Mavi ütopyaların iç ceplerinde, aldatışı haklı, süslü kelimeler biriktirdik.
Şimdi göçlere susuz bir şehir gebe, uzaklarda afilli nefeslerin sancısında. Sizler, aşkları prezervatif kullanımlarında, bir çırpıda tüketirken. İktidarsız sarsılmaların hükmü yoktur, yangınlara bir kıvılcım düşse de faydasız. Kaybolan ay ışıklarının diğer yarısındaki, tılsım firarlı ruhlarda çoktan kayboldu.
Hala sonbaharlara giydiririz, hazan sarısı , yalancı sevda türkülülerini çırılçıplak. Bir ney inler, eski defterlerin yazılmamış, çocuk düşlü, kırık, dökük notalarına. Taş kesmiş tutkulu sevişmelerin, tam adresi olmuştur, ucuz otel odaları. Sekizinci renginde gökkuşakları, yanlış dudakların,ihtiraslarında siyahları çalar.
Bin asır öyle cesur, öyle pervasızdır ki, ihbar edilemeyen illegal arzular. Yaşar gidersin işte, yasak bir elmayı Adem'de dalından çaldı deyip. Oysa her çiğdem, kırmızı kasırgalar ortasında, sevdiğine omuz veremez. Yaşatanlar bilir ancak, gözyaşlarını öperek kurutmaya başladığında, Merhaba der, en masum aşklar, günahsız seherlerde, senindir hep sardığın.
Kirletirsen duyguları, bozuk bir plak gibi ses vermez ki soluklar . Aynı yıldızlarda ki şarkılar başka yüreklerde söylenir, şimdi düzen baz sızılı, Her şeyden kaçarsın, en çok da kendinden bazen dönülmez uzaklara, Otuzuncu harfi bir iblis yazar, hep ödenmemiş ihanetlerde, kangren yaralı.
Ama nereye gidersen git bir yağmur yağar ötelerde isimsiz bir gölgeye usulca. Her aşk, bir gün yüzleşir yine ,beşinci boyutta üşüdüğü, zemheri ayazlarında, Hiç bilmezler, bir ceylan gibidir aşk, ya yakalanır, ya kaçar tuzaklardan. Ya da vurduğu saklı ormanın kuytuluğunda, elleri kan lekeli, bir avcı gezer, ömür boyu.
( Biletsiz Yolculuklarda Sevişen Hüzün Renkli Lâleler başlıklı yazı yasemin-cana tarafından 7.04.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. ) Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
l