Hangi duygunun muhtevasıdır şiir
yoksa münazara ettiğin midir içinde derlediğin demli mısralar mıdır gizini ve
sesini belli ettiğin bir tehir midir?
Kanamalı imgelerin tezahürü
Kap kaça uğrayan ruhun süsü
Üzüntün müdür baskın çıkan yoksa
utancın mı?
Nasıl ki yazmadığında şair
Savsaklar hayatı ve rahmeti
Kılıcını kuşanıp çektiğin midir?
Ya da el frenine basıp azığa aldığın
bir trafik işareti mi?
Süslü yüzlerin hüznü
Gülen yüzlerin sihri
Yalnızlığın ikramı ve yazdığın
O idam fermanı
Kapıştığın iblis ve neferi acının
Bilinmezin gark olduğu
Hissikablelvuku resmettiğin
Figanıdır belki de ömrün
Dünde kaykıldığın o zeminde ileri
geri gittiğin
İhya edilesi midir yüreğin?
Şiirlerle kezzap attığın yüzünden
Düşen binlerce parçayı derlediğin
Ve sunduğun buketin aşka,
sevdalandığın mıdır şiir?
Bir nebze de olsa huzur bulduğun
Yolun kavşağında
Saptığın tali yol belki de
Aşkın izdivacı özlem yüklü künyende
Saklı ismin ve şeceren
Dopingli bir yüzücü gibi
Kulaçladığın denizde saklı o tek
zerrenle
Denk düştüğün ikbalin
İmha edemediğin hüzün denen feryadın
Gölgesinde yeşeren ruhun mudur yoksa
şiir?
Ve şirin bir tebessüm eklediğin
Ön sözü ve hikâyesi misafiri
yüreğinin
Yatıya kalan duygularla örülü kaderin
Ve cilveleşen kederin
Titrek sesinde son bulan mıdır ömür?
Şiir diye diktiğin sökükleri
yüreğinin
Bol keseden sevdiğin ezelden
Tehir ettiğin bir mutluluğa denk
düşen midir?
Miladı aşk olan
Miadı dün dolan
Mizacından akan yaşın rüzgârına
ayağının
Dolaştığı bir setse çekilen önüne
Çektiğin acının mızrabıdır belki de
şiir
Diklendiğin ne kadar
Adaletsizlik varsa
Var olduğun kadardır belki de şiir
Dikiz aynasından ömrün
Dik başlı yüreğin minvalinde
Sür git acınla eşlik ettiğindir belki
de her mısrada
Ekili gözyaşının ve fermanının
verdiği hükümle
Erebildiğin ne varsa
Esirgenen mutluluğu sana sunandır
şiir
Ve şair olmanın mührü
Sevdalandığından da öte…