Kırman Çorman
Bir cana bir canan dedi adam;
En olunmaz sevda boşluğundan anlatmak anlayan için ne güzel kelimedir sen bütün heyecanınla diline pelesenk olmuş gülüşleri atarak cımbızla düzenlerken dil arşivini karşında kocaman bir aymazlık belirir...

 Vurdum duymazlık hoca olsan da okutsan kulağına ne fayda kırman çorman olmuş bu dünyanın dibine nüfus etse beyin damarcıkların şişse düzenin çarkı bu mirim düz bir renkli ekranın önünde sararan bedenler mi yola giden gözler ve önemlisi de umutlar...

 Düşünsene sen bir yemek programında cicili bicili bir kıza bağlamışsın kendinde olmayanı eksik yanlarını toraman bir oğlan olmuş senin bir ada yarışmasında favorin oysa gün bitiyor ekmekler yanıyor tarlalar güneş paneli zeytinler tek tek dalında yani uyurken parıldayan hayaller altında ve beyaz atlı prens halen altına kaçırıyorken sen hangi yolu aldığını düşünüyorsun...

Bak çevrene soba kuran isli paslı kadınlara bak ağlak yol kedilerine miskin sokak adamlarına çalınan kemana fişlenen zamana işlenen güllere...

Tonu ne renk bu hayatın mor çatıda biriken hatmi kurularımı zalim olmuş bir babanın çocuklarımı anaya düşen yazgı ne nasıl çalınacak sabah zilleri mesela çayı kim demleyecek bir kuru keş peynir eşliğinde küflü ekmek yareninde...

Anlatsam da sadece bilinci yüksek insanlara geçer hükmüm bu kırman çorman gün aralığında...

Ben kırman yol kedisi sen çorman çoban aldatan...

Rastgele...

( Kırman Çorman başlıklı yazı prens tarafından 12.07.2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.