Yörük Mehmet
YÖRÜK MEHMET

Laura Esquivel'in ‘Acı Çikolata’ adlı kitabını okuduğumdan bahsetmedim hiç sana. Zaten şair yanımdan da bihaberdin. Küçük İskender'in ‘Çin Lokantası’ adlı eserini okuduğumda hissettiğim tam bir bireysellik ve açıkçası serseriliğin iz düşümüydü. Cemal Süreya'nın "Kahvaltı" şiiri üzerine kafa patlattığım da bir gerçek. Senin için birkaç satır karaladığımdan da haberin olmayacak çünkü seni sonsuzluğa uğurladık. Peki şimdi düşünüyorum da böyle bir girizgâhtan sonra seni anlatabilmem için ne kadar bilgiye sahibim? Olsun bakalım, sessizce geride bıraktığın iz bana yol gösterecek, bundan eminim.

Senden bahsetmeye tarihsel bir araştırma yapmadan geçemeyeceğim... Aşçılığın, insan yaşamında beceri ya da sanat olarak düşünülüp ciddiye alınması ta Antik Yunan dönemine dayanmakta. Örneğin M.Ö. 427-348 yılları arasında yaşamış anonim bir tıp yazarı, bir metnin paragrafında, aşçının işini müzisyeninkine benzetmiş şu dizeleri yazmış: “Aynı notalardan farklı ezgiler gelir: Diyezden, bemolden; hepsi de notadır, ama her birinin farklıdır sesi. Çok farklılıktan en iyi uyum çıkar, az farklılıktan en kötü: Eğer bir kimse hep aynı nota üzerinde beste yaparsa, hiç de zevkli olmaz. En cüretli, en çeşitli dizilişler en büyük zevki verir.” Seni kendime bu kadar yakın görmemin sebebi bu paragrafla daha da anlaşılırlık kazanıyor.

Okuduğum bir makalede çok çarpıcı bulduğum bu sözler biraz daha pekiştirecek senin bizler için olan değerini... Tolstoy “Sanat Nedir?” adlı kitabında sanatı: “Sanat toplumun duyu ve duygularına dokunmaya yönelik çalışmaların tümünü bir araya getirir.” diye tanımlarken, sanatçıyı ise insanların duyu ve duygularını onlardan daha iyi anlatabilen kişiler olarak tanımlar. İşte aşçılar da insanlara onların kendileri için yapamadığı, hem görsel hazzı hem de damak hazzını bir arada yaşatacak tabaklar hazırlamakla bir tür sanat icra etmektedir.

Yemek sanatını icra etmek için semt pazarından ellerinle tek tek seçtiğin sebzeleri bir büyüyle nasıl da inanılmaz lezzetlere dönüştürdüğünü düşününce farklı dünyalara dalıp gidiyorum elimde olmadan. Sonra bir sarraf edasıyla balıkların gözüne bakıp tazeliğini anlaman hayranlık bırakıyor insanda. Kaliteden ödün vermediğine dair sözlerini belirtmesem sana haksızlık etmiş olurum. Eşimle sessiz sedasız gelip arada sohbetine nail olduğum bu koca yürekli adamın ilk şartlarından birisi de temizlikti gördüğüm kadarıyla. Bu konuda yanılmadığımdan eminim. Sen harbi adamdın Yörük Mehmet, sen Balıkesir'in en iyi aşçılarından biriydin…
 
Kaşık çatal şıngırtısı kesilmemeli sizin meslekte. Açın halinden anlardın, hele de mekânın etrafında dolaşan o sevimli kediler yok mu? Biz müşterilerine gösterdiğin ilgi alakayla evimizde hissederdik her daim kendimizi. Hele de tontişliğinin sana ayrı bir sevimlilik kattığını söylemek beni şu satırları karalarken birazcık mahcup bıraksa da yine de açıkçası yazmadan edemiyorum. Hayattayken sen diye hitap etmesem de açıkçası bu yazıyı yazarken kendime engel olma niyetinde de değilim.

Ege mutfağının piriydin bana kalırsa. Zeytinyağlı yemeklerin her geldiğimde benim tadıma da bak dercesine göz kırpardı. İmambayıldıyı yeme hayalleriyle yanıp tutuştuğumsa bir sır olmaktan çıktı şu anda. Şevketi bostan ise nüktedandı. Ah o mezeler yok mu ah ahhh… Ahtapot salatası gerdan kırardı ağırdan ağırdan… Paça çorbası, etlisi, işkembesi kendi suyuna, kepçecinin eli hep kararında… 

İzlenimlerimden bir tanesi de bir kadın olarak taktir ettiğimi de söylemeden geçemeyeceğim konu asla taşkınlığa izin vermemendi mekânında. Koyardın paketleyip dış kapıya.

Sigaranı tellendirirken beli kırılacak onca laf vardı… Boynumuz büküldü ardın sıra. Soğan mı kaçtı gözümüze Yörük Mehmet? Kursağımdan zor geçti sen öldükten sonra çorbam.

H. Çiğdem Deniz
( Yörük Mehmet başlıklı yazı çitlembik tarafından 30.08.2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.