Çarkı-felek zamansız ünvan değişmiş

Hicran ağrısı bağrımı yakıp kavurmuş

Gurbette tattığım bunca kahırlar

Meğerse iki kara gözden yapılmış.

 

Izdırap hep var mı ufkunda aşkın

Gözdeki damlalar esatir midir ?

            Oysa değil mi ki hasret yelleri

Esip de sermest eden aşkın adilin

 

Aşk girdabına ,efsus, bulaştım ben de

Sükut yaşamdı arzum kumrulartek

            Dilek oklarım taşlara değdiği günde

Tattım o acıyı ben de Müşfiqtek.

 

Ve anladım..

 

Kimde ki vardır bu zalım kiyafe

Ruhsarı bihuşdur, özüyse berduş.

Elbet ki değildir ömre nişane

Taşıyan bilmesin kendini ermiş

 

Mukassır olaydı dağlar,dereler

Ki aramızda sebebiydi mesafelere

Sözümdü,ahdımdı taş asardım ben

Görüş anımızda saat akreplerinden.

                               

Nalem,feryadım,feganım sana

Hicranım,firkatım,ferağım sensin.

Tuğyanım dağlarda kükrese lakin,

Gussası geçmeyen bir ağır yüksün.

 

            Şimdi hatıra kalan bir tek sesindir

Yoksa gül-çehreni unutuyorum mu ?

Hiç bilmem ki bu pişmanlık nedendir

Seni de unutturan meğer ben miydim ?

 

Beni ürkütür yaman birden dönüşün

Fakat çekdiyim kahır meziyet mi ki

Yok-yok,şimdi düşünüyorum görüşsek eğer

Gelişine bir demet gül de dermeyeyim.

 

Sevgi bir ağacsa onun budağında

Hatıran yaprakla bir şulelensin.

Yeller gönlümüzden esip geçerken

Hafızam toprağa birge serilsin.

 

 

( Aşk başlıklı yazı Revan Halil tarafından 10/30/2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.