Merhaba yüreğimin yorgun sevdası bu hayatta sana yazdığım ikinci mektubum ilkini yazdığım da gözlerimdeki yaşlar kağıdı nede ıslatmıştı bilirdim o zamanlar seninde benim kadar yokluk acısını çektiğini. şimdi aslına gelelim yıllardan 2003 eylülde başladı benim zaafımdan istifade edip beni kendine alıştırman (ben sana mecburum ) ne tatlı olmuştu bu şiir hayatımda aldığım en güzel hediye idi sırf o şiir için bile seni sevmek farz olmuştu, ilk şiir bahane olsun ben zaten sevgiden yoksun ve acizdim sen çıktın karşıma, hoş geldin sevgili hoş geldin,Yeni doğmuş bir çocuk gibi aklım sende başlamıştı anne baba demeye , nede hoş alışıyordum sevmene, kavgalı sevgilileri barıştırma çabalarımız, yolcuları yollama, baş başa kalabilmenin hırslı savaşçısıydın sen . o gün işte o gün müzedeki o an ağzıma dil, kalbime sevgi, aklıma sevgili düşmüştü keşke senin yerine seveceğim olsa diyiyordum yanımda, ALLAH tan daha başka ne dileyebilirdimki ilk kalp atışlarımın hayattaki varlığını hisseder oldum . sen var ya sen nede hoş gizliden izlerdin beni zannetmeki görmezdim, bilmezdim gerçi benim de hoşuma gidiyordu ilk tohumu serpmiştik artık yeşermesini bekleyecektik, sevgimizin eylül yağmurlarında, iyi bir sevgili olmak neredeyse kusursuz bu zamana ait değildi bu kavram ama ben adamdım belki saf belki aç ama gerçek bu gün neyse o günde oydu , hastaydım sırf sen istedin diye inneyi yiyince nede canım yanmıştı, hangi birinden bahsedeceğim şimdi . …. Not bir gün üçte tane şiir karpostalı almıştın bana seçtirerek hani bende kabul etmemiştim zorlada olsa vermiştin iyi demiştim sen kırılmayasın diye çok düşündürüyordun beni senden korkmakta haklıymışım heykelin oradan ayrılırken bana seslenmiştin bende buyur dediğimde fatih ben istersen iyi bir arkadaş iyi bir dost olabilirim dediğinde ben haklısın dediğimde benim seni yanlış anladığımı düşünüp nede üzülmüştün ilk özür dilediğin gündü cadı madıydın ama sevdiğim olmaya kararı sen çoktan vermiştin. Param yoktu çalışıyordum yoruluyordum ama ben, seni görünce, gözlerindeki o cennet ışığı yolumu aydınlatıyor her gün daha bir başka alışıyordum sana , kitap sözüm vardı, jestlerine karşılık o gün ne çok şeyler yaşamıştık para bulmuştum senle tiyatroya gidecektik seni aradığımda çok seri düşünüp gitsem yüzsüzlük olur gitmesem beni göremeyeceğini ama yüzsüzlüğü buna razı etmek hoşuna gitmişti sabah ilk işim sendin , pazarlık yapmıştık önce kitabını aldık (değişen kafalar ) hayla daha zannetmiyorum ki sen o kitabı okumuş olasın temelini ilk attığımız yere gittik mini etek giymiştin bende bacakların görünmesin diye üstümdeki parkayı örtmüştüm sevgili niye biliyormusun (alfons karinin )güzel bir cümlesi vardı bizim sevdiğimizin tunçdan elbiseleri olurdu bırakın onu soymayı nuhun oğlu gibi onları giydirirdik hepsi saf ve temizdi ben senin ne bacağına nede nede….. gerek yok anlatmaya; kurt kuzuyu kapınca kurda kar kalmaz ama kuzusuz kalmak da bize yakışmaz bu bir oyun değildi. benim o ilk sevgilim olma adayın olma anı var ya gözlerindeki heycanı bir tek ben bilebilirdim pürdikkat hazır beklerken söylemeyeceğim espirisini yapmıştımya sinirinden neredeyse çatlayacaktın, oldu oldu aşık olmam gereken insan sen oldun sevme sözü verdim sende ellerimi sana uzatmamı istemiş ellerimi tuttuktan sonra ben bir ömür varım demiştin senle, başka bir dünyanın hayatından alınma bir söz şimdi düşündüğüm de la yalandan da olsa nede hoş inandırmıştın beni aşkın kalleşliğine kağıttan nişan yüzüğü yapmıştın birde beni adam yerine koyup bir gün biriyle evlenmek istersen evleneceğin o insan ben olmak isterim diyip ağzımdan söz almıştın yalan torbasımı sandın sen bu çocuğu o zaman çocuktum çünkü inanmak benim için yaşamaktı . şimdi yaşıyorum inanmamaya inanarak eeee alime sormuşlar edebi kimden öğrendin cevabı ağır edepsizlerden aşkın edebi de bu sağ olsun öğretenler, olacak işmi, hayatında ilk defa sevdim de ve sen onu kusursuz sev o ağlayınca sende ağla, gülünce sen de gü,l o uyumayana kadar sende uyuma , onun için onda sen olmak , çok mu şey istedim acaba bir sual bence yalandan da olsa bu hayatta mutluluk kavramının tek tarifiydik varsa bir lezzet her kez ekmeğini bize uzatmalıydı astım hastası sevdam, elleri soğuk, yüreği sıcak, çocuklar gibi durmadan ağlayacak gözlerinde öldüğüm kıyarmıydım hiç sana hasta olduğun gün mavi bir eşortman giymiştin dizlerinin dibine çöküp dizlerinden öpmüştüm vallahi dayanımıyordum sana ne hastalığına ne üzülmene ilk defa doğum günümü kutlayacağımız zaman küsmüştüm sana telefonun kapalıydı diye paranı çaldırıp bana bişi alamadığın için utanmıştın ne candan düşünmüştün unutmadım. keza unutamıyorumda ne alaka benim senin diye bişimi vardı o gün orucu bile bozmuştum dizindemi uyumadın ellerimden lahmacunmu yemedin benden ayrılırken bile seni takip ederdim güzeldin kimsenin gözü üstünde olmasın sevgimden bile çok kıskanırdım seni , yüreğimin yorgun sevdası kız kardeşim Beyza bebekti , şimdi okula gidiyor ve sen onunla büyüyordun gözlerimde, her ona baktıkça beni askere yolcu ederken onu sevişin seni hatırlatıyor ,inan seni anlatmak bu hayatta en zor şey , içimdeki yokluk zehrini bir türlü kusamadım ama olsun bu hayatta tek mutlu olduğum insan sendin hayatın beni adam yerine koyup tek layık gösterdiği sendinsende bulmuştum mutluluğu ,gıcıklığı severdim bilirsin hani izine gelmiştim acemilikten,sende kuaförde beni sabırsızlıkla bekliyordun, ben içeri girdiğimde esmer bir kız vardı ismini anımsamadığım, sen içinden doyasıya bana sarılmak istiyordun gözlerinden anlaşılıyordu ,bense sadece tokalaşmıştım senle bi acayip hal almıştın aklından kızların dediği geçmişti askere gidince unutur seni , şimdi sormak lazım ben mi unuttum yoksa sen mi sana bunları yazarken bile bana ağlayarak söylediğin eğil salkım söğüt eğil bu benimki sevda değil parçasını dinleyerek yazıyorum, niye; sarılmadım biliyormusun o zaman öyle çok seviyordum ki seni , kimseyi sevgime şahit tutmak istemiyordum ( bu hayatta şahitler yalandan korkanlar yada yalanını saklayanlar içindir) ben ondan sarılmadım çünkü değildi sevdam yalan neden ben yalan . O beş gün ALLAH ın aşkına, ne anne ne baba ne kardeş ne de arkadaş yalnız sendin senle ayrılırken o gün ayrılamıyorduk biliyormusun ben sensiz bir ölüm bile istemiyorum bu hayat hiç arkasına dönüp bakmayan bir hayat bizlerse küçük birer şeyleriz ne benim için Aleviliğin nede sünnüliğin hiçbir anlamı yoktu yeminler olsun sen istiyordun bende evet demeyi dünden istiyordum bir oğlumuz olursa adı deniz olsun taylan olsun derdin ,yeter ki senle olsun . bak ölüm penceresini açmış, el sallıyor, geçen zamana kimse dur diyemiyor ,biz neyi kaybettik ki arıyoruz , inan hiç alışamadım yokluğuna, aynı nefesi soluyorken sen yokmuşsun gibi davranamıyorum. tamam sözümde duruyorum saat on ikiyi bulunca pencerenizi yokluyorum, hayaline bile şükrediyorum bunu sen yok iken bile yapıyordum her bayram ilk senle bayramlaşıyordum hiç vazgeçmedim de , şahit aramıyorum onca sene narlı kuyuda birini sevdiğimi esnaf biliyordu ne onlar soruyordu nede ben anlatıyordum o kadar derindeydin ki seni çıkartamıyorlardı . arkadaşlarımın çoğu evlendi, çala çocuk sahibi oldular her gün soruyorlar hadi oğlum sen neden elini çabuk tutmuyorsun, bilmezler elim kolum kırıldı tutmuyor . sana bir anımı anlatayım askerdeyim 14 şubat sevgililer günü senle ilk sevgililer günümüz telefon kartı yok satılmıyor çatlayacağım sıkıntıdan, nasıl olurda sevgimizi paylaşamayacağım. şükür ALLAHa ,bana birini rast getirdi, dedim ki devrem telefon kartın var mı o da ne dese iyi valla devrem bir tanem vardı yolda kaybettim, diyiyorsan tekrar gidip bakayım bende sana zahmet dedim gerçekten gitti baktı ve buldu çamurun içerisinden çıkarmış, kartı temizledim, çok şükür dedim o kadar çok duygu birikmişti ki neredeyse ağlayacaktım ve sesini duyduğum da canım deyişin canından bir parçaymış gibi söyleyişin yetiyordu, ben sana sensizliği anlatırken hüzünlenmiş boğazım düğüm, düğüm olmuş bana sen üzülme sevgilim sen benim kocamsın demiştin. belki sen bunları okur iken gerçekten söylediğine kendini, inandırmayacaksın, ama olsun inanmadığın vakit şizofren birinin aşka mektubu de geç biliyormusun sevgili bu hayatta ne ye dikkat ediyorum bir merhamet isteyen günahkar olmamaya iki iyi bir adam olmaya kimseyi kırmamaya üç seni unutmamaya, geçiyor zaman bu sıralar saçlarım biraz ağarmış olsun, sorun değil bu farkı uzunluğundan ayırt edebiliyorlar onunda uzun olmasının sebebi sensin çok seviyordun uzun saçlı olmamı ,bende bu alışkanlığımdan seni görebilme ihtimalime karşılık vazgeçmiyorum. Bilirsin askerliğime iki gün kala ,senle şehrin üst taraflarına gitmiştik yağmur çok tatlı yağıyordu bir anda şehrin bütün ışıkları sönmüş her yan karınlık olmuş yalnızlığımızın gözleri tek şahidimiz di bende deri çeketimi çıkarıp sana giydirmiştim sonra yağmurun altında dans etmiştik deliler gibi ıslanarak, vakit daralıyor ve bizim canangilin yoluna koyulmamız gerekiydu, bu gece ne güzel bir geceydi, beraber ağlamıştık bu benimki sevda değil parçasında sonra tekrar ağlamış ayrılmak bilmiyorduk sen bir türlü gidemiyordun istemiyordun sonra ayrılıyoruz şimdi sen gidiyorsunAma, hayalin gözümden gitmiyor bir sigara yakıyorum o bitiyor ikincisini yakıyorum yarım olmuş sigaram sonra sen geliyorsun. Söyle be deli sana kim dedi seni orada beklediğimi yok yok deli asıl benim bana kim dedi bekle geri gelir diye …..Şimdi sormak istiyorum sana seni değil de kimi sevmeliyim konuşmadan bile anlaşabildiğim tek sen ,ben hayla daha sana karşı kusur işlediğime inanmıyorum,yazılacak o kadar çok şey var ki tek bir gecemi insan birini düşünmeden uyuyamaz, olmuyor işte ne düşünmekten nede sevmekten vazgeçilemiyor değil ki senden merhamet istiyorum Seni çok anlatmak sadece beni yoruyor, sevgili inan şimdi bile üzülmeni istemiyorum, seni çünkü hayla bıraktığım gibi hatırlıyorum ne olur kendine iyi bak ben bu sıralar seni göremiyorum neredeyse bir sene oldu uzaktan da olsa göremediğim olsun ama bıraktığım yerdesin askerliğimin son sekiz ayında piknikte çektirdiğin fotoğrafın vardı onun göğsüme koyup uyuyordum velhasıl iyi anıyorum seni hatıralarımda da yaşatıyorum . sıkılmayasın diye karşına çıkmadım, usanmayasın diye telefonunuzu aramadım, kendi acılarımla yaşarım dediğin için acılarını daha fazla tazelemek istemedim, işin aslı seni sevdiğim için üzülmeni istemedim diye kendimden de mahrum ettim şimdi aşkına prangalı bir mahkumum, sensizliğin saatlerinde yazıyorum sensizliği. şimdi gidiyorum yüreğimin yorgun sevdası ama yarın tekrar geleceğim ve sensizliği tekrar demleyeceğim.İnsan olduğum hayatın en değerli varlığı ,yeşil gözlerinde filizlenen acımın dalı olmaktan gurur duyuyor, seni sevgimle anıyor bir başka yaşam olursa eyer gönülden seni arzuluyorum iyi varsın …


GERÇEKYaşamlaölümüm arasındaki tek kavgam
Her kelimeye yüklediğim tek anlam
Karanlık bir suret, olabildiğince gizlenen
Sen bütün kaçmaların ardından umarsız sevgili
Kaç kaçabildiğin kadar, yorulmadan
İnan ki hepsi yolun sonuna kadar
ve Yorulacak riyakar, olmak istemeyen, zaman

Ayrılığıma gem vuruyor yaklaşmayan vuslatın
Ölüm bile merhamet isteyen günahkar
Sende endişelenme senden kalan ızdırap
Gecemle gündüzüm arasındadır hep bu harp

Hep sisli bir sır perdesi aralanmak istenen
Hayat bu gözünü açıp kapayıncaya kadar geçen
Kaderdir muhakkak avucunda acıyla övünen
Bana düşen yaşamadığımdan yaşadığımı düşmem

Seni anlatmak birkaç hüzünlü mısra belki
Belki anlayınca gözlerde beliren merhamet sevinci
Şahidimdir gecenin avucundaki gözyaşı
Sitem acizlik olur derdin terbiyesinden
Bir silebilsem seni keşke o erişemediğim derinden

Ölüm bile bu gece kendini ucuza satıyor
Yalnızlığım bile bana deli diye bağırıyor
Anlamıyorum neden ölümün kollarında üşüyorum
Belki gerçekten çok korkuyorum
Sevgilim ben sensiz her sabahı neden neden
hep böyle geceden demliyorum
şimdi gidiyorum ama yarın tekrar geliyorum

fatihBAŞKARA 

            RUHUNA DAVET

 

GECEYİ YARILAYIP GEL BANA GİZLİCE
ARKANDA KALMASIN HİÇ BİR İZ
GİR İÇERİ SESSİZCE
ÜSTÜNDEKİ BÜTÜN HAYATA DAİR
YORGUNLUĞU SİRKELE

KAPILARI KAPA PENCERELERİ SÜRGÜLE
BİR YILAN GİBİ BENİ BÜTÜN GECE ZEHİRLE
AMA YANLIZ SENLE ÖLMEK VAR
 HER ŞEYİ YAŞA VE YAŞAT GİZLİCE

DURDUR SAATLERİ SABAHI OLMASIN BU GECENİN
IŞIKLAR BİR ÖMÜR SÖNÜK KALSIN
BİR ÇOCUK AKLI OLSUN İÇİMİZDE
İÇİMİZDE HİÇ BİR ANLAM KURMAYALIM
VE DELİLER GİBİ SEVİŞELİM SESSİZCE
SEN BENİ İÇİNDE ÖLDÜR BEN SENİ İÇİMDE

FATİH BAŞKARA not bu şiir askerden kalma
( Yüreğimin Yorgun Sevdası başlıklı yazı Fatih Başkara tarafından 30.04.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.