Adı Çocuk Adı Gazze Hüzne Eş...




Sessizlik mahşeri duyguların semada saklı bir nefer bir yıldız

Bakaya kaldığı kadar acıların

İhtişamlı yüreğinde aşk denen masalın

Her satırına düşkünüm

Düşmediğim kadar yere yüz

Görümü şiirler de kondurduğum göğe

 

Bir huşu bir huşu ki sormayın:

Varsın olsun sessizliğinizde inlesin yalnızlığım

Göğün kat izi olur mu hem, muallim?

Ve işte söz döndü dolaştı geldi sana

Hizaladığım ne varsa

Doğaçlama sevip spontane yazdığım kadar

Meclis toplanmadan firar etmeliyim kendimden

Yasa yürürlükten geçmeden

Ansızın ölmeyi diliyorum Tanrıdan:

Ölü çocukların ıslak bedenlerinde

Ölümsüzlüğe nazire ettiğim hayatın erken saatlerinde

 

İçimde saklı aşamadığım kıtalar!

Ne gam.

İçerlediğim günlerinse çok uzağında

İçin için yanan o ateş:

Adı çocuk adı Gazze hüzne eş.

 

Gün bitimi

Ufkun daraldığı

Cirit attığım mekânlarınsa çok uzağında

Tası tarağı toplayıp da gidemediğim

Ne alaka oysa yalnızlığın kültüründe yanan o ateş

Emsalsiz güneş

Frapan ışıklar yolluyor cihana

Gökle özdeş

 

Şiir mizaçlı ömrün

Bir araya gelmeyen o iki yakası

Hazır ol da beklerken muğlak sonumu

Susuyorum en derinden

Susadığım bir mevsim olsa keşke

Çocukların dünyasında

Saklı o masumiyet

Ansızın da kurcalanırken hayat ve günahı tohumu

 

İblisin sırdaşı zalime esefle söyleniyorum

Çocuk kaldığım günler geride

Aslına bakarsan, muallim:

Ben insan olmaktan

Ben insanlığımdan utanıyorum

 

Sergüzeşt mısralar dikili mezar taşıma

Ölmeden girdiğim kabrim

İnsanlar kanseri daha yenebilirken

Yenik düştükleri nasıl nasıl onca zalim

Ruhum sıkılgan

Bedenimse sadece bir küre

İçinde konuşlu üç beş organ ve kemiklerim

Şiirler de ben gibi:

Eklem yerleri kanıyor her birinin

 

Hissetmediğim kadar bedenimdeki acıyı

Açığa alınmış bir polis gibi

Önümü arkamı kolaçan ediyorum

Kaçamadığım kadar kendimden

Kaçamadığım cihan denen cehennemden

Cennet bildiğim her yer istila edilmişken ve de

İmdat frenine asılı elim

İmbat gecelerinde şair olduğumun da ötesindeyim

 

Ben şiirim

Ben hüznüm

Başkasının acısını yürekten hissettiğim kadar da insan

İfa edemediğim bir boşluk ki

Radara takılı acılar yaşananlar

Gazze soluduğum aylardır

Gaz veren keder

Gazını alamadığım esen o hoyrat rüzgâr

Yaşamadığım kadar da keyfe keder

 

İmlam düzgün

Ruhum ütülü

Beşi bir yerde acılarım var duyguların güttüğü

Gücüme gidense yaşamak ve mutlu olmak

Mademki insanlık tek bedenden ibaret

Kanayan yarasında masum insanların şirk

Koştuğumsa zulme

Sevgi yerine büyüyen bir ateş zincirinde

Ne fark eder bir fazla bir eksik?

Ha varım ha yok

Yokluğa karışmış iken tüm dünya

Misilleme yapan gözüm açık gördüğüm her rüya

Talebim odur ki Mevla’mdan

Çocuklar ölmesin yanmasın çalınmasın

Hayallerinde yeşeren bir cennet bahşetsin yeter ki Tanrı

Hayal bu ya:

Döneriz dünyaca eski zamanlara

Sevginin saygının ve mutluluğun izini sürdüğümüz


( Adı Çocuk Adı Gazze Hüzne Eş... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 26.02.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.