Ekin arpanın harman vakti
Köyümüze eskiden halk aşıkları
Saz aşıkları teşrif eder

Şiirlerini türkülerini
 deyişlerini okur

Gönülden ne koparsa

Yarım mücur bi şinik atına arpa

Ağlar yavan yaşık dimen ekmek alın yin allaaseen 
Diyen

ileri gelenlerin önüne koyduğu sofraya kaşık çalar zebeblenirlermişti

Raametli dedem

Daha bunlar köye gelmeden 
iki saatlik yoldan

Bunların yolunu gözler

Tozu dumana katıp mı geliyor

Hayattan yılmış bezmiş gibi ayak mı sürümekte


Ta o saat o dakka anlarmıştı kimin şair olduğunu kimin olmadığını

Köyün altında çeşme var

Tadına bakmadan aç karnı doyurma maksut bacakları beline vura vura mı

Diz çökmüş yüreği har su mu içmede


Bilirmişti hangisi şair hangisi değil

Buyurun ağlar dedin
 önüne bi şeeler kodun

 ekmeğin çoğunu bölüp yanında ki şaire azını bırakışından bile

Onun nasıl bir şaklaban olduğunu bilir

Yüzü tutup söyleyemezmiş

Edep edepten gelir

Bunlar şiir diye 

Uydurup uydurup yazdıkları şeyi

Uluorta okusalar

İnsanın şiir dinleme zevki bile kaçar

Yine de bu şaklabanları incitmemek için

Yüreğine sağlık

Çok güzel olmuş

Yaa ne demezsin harika bi eser olmuş felan der

Gönül alır

Gerçek şairler şiirlerini terennüm ederken ise

Gözleri yaş ile dolar

İçi yanıp kavrulur

Sırf gerçek hakiki şairin burnu büyümesin

Bir sonraki yazacağı şiiri

Oldu bu şiir haline geldi
 diye

İnce eleyip sık dokunmadan kaçmasın

Şiirine zeval gelmesin diye

Sağ el işaret parmağını gözüne sokarca 

Sen buna şiir mi diyon

Bu ne biçim şiir böyle

Bir dahaki sefere daha güzel yaz der

Ebeme seslenir

Gı hatun ben bu adamdan hazzetmedim bal getir pekmez ko şuraya 
Bunu şeker hastası edeyim intikam alayım der

Diğer şaklabanlara el sürdürmez

Gerçek hakiki şairi besler doyurur

Giderken cebine üç beş kuruş para kor öyle salarmış

Aşık geleneğini televizyon icat oldu mertlik bozuldu
 elli senedir izlemeden bıkmadığımız

Kaptan kusto gününden kalma kutup ayıları

Nuh nebiden kalma penguen

Kaya keleri sümsük kuşu zıpzıp balığı gibi belgesel

Kırılış deli ibraam

Yarılış beşinci şemsi

Vuruluş Reşat 

Gömülüş Abdül Aziz gibi diziler

Gelinim mıtbakda gibi gündüz kuşağı programlar bitirdi şiiri

Yoksa çok değil elli sene önce bile 25 kuruşa destan satılır

Mahallenin kadınları 

Babasını öldüren oğul destanını

Hayırsız evlat nasıl kıydın anana destanını

Henüz heceyi yeni sökmüş ilkokul talebesinin
 heceleyerek okuyan sesinden dinler

Ağlar salya sümük 
acı ile inlerlerdi

İnsanımız daha duygusal

Daha çok iç içe idi edebiyatla

Kamyon şoförleri bile

Fikir düşünce dünya görüşlerini

Edebi bir üslup lisanla dile getirirlerdi

Günümüz kitle iletişim alet edevat aygıtları edebiyatı ayağa düşürüp

Her sokak her cadde

Hemen hemen her evden şair çıkarmaktayız

Hatta bazısı dünyaya gözünü açmaya sabredemeyip

Ana rahminde şiir yazmaya

Şair olmaya başlıyor

Bu tür şaklabanları

İncitmeden kırmadan

Şair olmadıklarını anımsatmak şimdilik imkansız gibi görünüyor

Çünkü şiir adı altı uydurulmuş sözcükleri paylaşma kanunlarda suç değil

Bazı İslam ülkelerinde

Ömrünü boş işlere vakfetmenin kabahat kanununda belirtilen hükmünün korkusu

Daha az sayıda sahte şair türemesine sebep olsa da
 Bir çok ülkede ki demokratik haklar

Hemen hemen herkese şair olma

Şiir(!) Yazma hakkı tanımaktadır

Bilgi eğitim mihenk taşıdır

İnsanlık aydınlatılırsa

Kimin şaklaban kimin şair olduğunu

Bir saatlik yoldan anlayacaktır

Kalp gözünüz açık olsun

Eğitim şart

Yazık

Kamu hizmeti yapıyorum diyerek

İnsanlığın denizden balığını çalıp

Trol dip ağ ile yumurtlama alan tahrip edip
Florayı yok eden

Başta solucan gibi hamsi istavrit
 yavru orkinos
 kılıç
 yavru torik kırlangıç kalkan
 ne var ne yok takıp
 bir santim göz ağ ile soyunu kurutan hırsız trolcü

İstikbali

Ulusal mirası çalan balıkçı gibi

Bu şarlatan

Şaklabanlar 

Malesef şiire ilgiyi bitirme noktası getirip

İnsanları edebiyattan soğutsalar da

Şimdilik yapılabilecek bi şer yok

Belki Google gibi siteler

Şiir

Şair olduğunuza emin misiniz

Gerçekten mi
Son kararınız mı diyerek

Annemizin nikah ilmühaberi

Babanızın size şiir yazma yetkisi verdiğine dair rıza yazısı var mı

Diyerek ileriki yıllar ön denetim devreye girecek

Ümit ediyoruz

Eğitim şart

Denetim şart

Yergi

Vergi

Gergi

Edebi dergi şart


( Ekin İdi Harman Oldu Noldum Noldum başlıklı yazı abdo-abdi-sipidik tarafından 29.02.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.