GM
Kadınlar Günü
Cemo gakgo
haberleri dinlemektedir ekranda kadınlar günü ve önemi anlatılmakta, konuşmacılardan
biri kadınlar her şeyimizdir, her zaman kendilerine hiçbir şekilde saygıda
kusur etmemeliyiz etmeyiz, edilemez der…
Bir diğer
konuşmacı kadının muhteşem canlılar inciden farkı olmadığını, önlerinde ceket
düğmelenecek, asla kırıcı davranılmayacak, elini sıcak sudan soğuk suya
değdirilmeyecek varlıklar olduğunu söyler. Konuşmalar benzer temenni dileklerle
devam eder…
Cemo ağanın
beyninde söylenenler uğuldar. Bu varlıkları
düşünüp söylenip durur, öyleyse demek ki bizim köydekiler kadın falan değil, sıcak
soğuk suyu bir tarafa, ceket düğmeleme el
öpme bir tarafa, ahır temizleme onlarda, tarla çapa onlarda, sopa yeme onlarda
o halde bunlar kadın değil, olsa olsa çakmadır kadınlığa hevesli varlıklardır
Kafası karışmıştır bulutlara bakıp söylenmeye devam eder. Sayın büyükler konuşmacılar göz göre göre
yalan söylemezler laf olsun diye
konuşmazlar, bahsedilenler acaba nerede yaşıyorlar neye benziyorlar duygu ve
düşüncesindedir.
Aşırı meraklanır
gerek burada gerek komşu illere gidip gördüğü için o kadınalardan olmadığını
bilir, askerde çeşitli bölge ve illerden tertipleri arkadaşları vardır,
oralarda olsaydı mutlak böyle canlıların olduğu söylenirdi. Komutanlarımızda
kendi şehirlerinde böyle canlılar olsaydı bizi aydınlatırlardı diye düşünür, işin
içinden çıkamaz önünde diz çökülen kadınların neye benzediği ne yiyip ne içtiği
konusunda aşırı heyecanlanır yerinde duramaz. Her halde bizimkilerle isim benzerliği
olan canlılar…
Acaba der şöyle
bir şey mi olmuştur. Memlekette uyanık menfaatçi çok, gidip uzaklarda nerde yetişiyorsa görüp onlara
bir çalacak benzerini yani çakmasını yetiştirip millete organik orijinal diye
kakalamış olmasınlar. Üniversite okumuş yurt içi yurt dışını gezip görmüş
yeğenlerinden biri köydedir, telefona sarılır iki elin kanda da olsa çabuk
bahçeme gel der.
Yeğen bahçeden
içeri koşarak girer geldim dayı…
--Yegen hoş
geldin hele otur soluhlan, sen ohumuş şeher ülke gezmiş bilgili birisin, benim
bi müşkülüm var garılar günümüş, böyükler ekranda önünde egilinen bi dediği iki edilmeyenler
deyiler bunlar nasıl canlılar, yegen dedikleri bizim garı bildiğimizden farklılar
biz yanılik, velhasılı kerem o denilen garılar
nasıl bişe,nerde yetişi
Yeğen- Dayı
nasıl yani, kadını mı soruyorsun, Anam,ezem Fidoş abla Fatma abla Gülüş bibi,
ayşe, zinnete abla köyün, şehrin kadınları, bütün kadınlar işte
--Ananda dahil
Hoşta garı marı yoh geç onları, gabul belki bi lohma benziler
Yeğen-Yine neye
takıldın dayı
-Bah hele haberlerde
dinledim böyükler sölediler,günlerini kutladılar,yegen sen onların
dediklerinden olan heç garı gördün mü
Yeğen-Gördün mü
ne demek, aşığım aşık, benim okuldan tanıdığım sevdiğim evlenmeyi düşündüğüm
biri var, görsen yoluna ölürüm ölürüm.
--Vallah mı, şeherde
demek var yemin et, yegen hadi şehere gidek uzahtan da olsa görem, gözü açık
otarafa getmiyem, haa yegen hassa biz gibi gonuşiler değil mi, ne yeyip ne
içiler
Yeğen-Dayı şimdi
gidemeyiz müsait mi evde mi, bir yere gitmiş olabilir iş var mı bilmiyorum,
arayıp rahatsız etsem ayıp olur.
--Tabi yegen
tabi, usulları nasılsa uyum gerek, zırt diye olmaz gidilmez benim gafasızlığım
heyecandan, tamam yegen sen dilekçe ver izin çıhsın gonuş bahan haber sal, iki
elim ganda olsa ordayım tanışma şerefine nayil olam
Yeğen- Dayı
tamam söz ararım, evlenmeyi düşünüyoruz, istemeye büyüğüm olarak beraber
gideriz. Çok aşığım kapısını önünde geçen
gün ben diyeyim bir sen de iki saat serenat yaptım, istesin her gün yaparım…
--Yegen sereat mereat
anlamam, sen benim anlıyacağım dilden söle, anlıyacağım şekilde anlat, şimdi garı nedir, neye benziler köyde garıyh
diyenleri demim, böyüklerin dediği garılardan olduğundan eminsen senin sevdiginden başla
Yeğen-Dayı geçen
sevdiğimi çay içmeye çağırdım geldi, görünce yüreğim hızlı hızlı atmaya
başladı,heyecandan ter bastı dilim damağım kurudu, ellerini tutum hiç bırakmak
istemedim, göz göz el ele inan saatlerce günlerce kalsam bıkmam..
--Aç açına mı
yegen, hala halla hikmeti ilahı. Hassa biz gibi gonuşabililer mi ,dilimizden
anliler mi,
Yeğen-Anlaşıldı
anlaşıldı dayı, senin anlayacağın şekilde anlatayım şöyle ki, bahçendeki şu
senin gölü düşün, bu göl gibi duru saf berrak deki göl, kenarlardaki o kırmızı güller
gibi yanakları al al de ki gül, kırılırlarsa çabuk solar boyunları bükülür çok
hassaslar
--Büküli dedinde
yegen aha şurayı savzuluh gibi kullanım, tumates,balcan,isot,anuh hıyar küte ekim,
ilaçını suyunu verim çapalim, o danaburnu varya torpağın altından giri köklerini
dişli kesi ahanda çiçekgen gagaya durmadan gül gibi soliler gafalarını
boyunlarını bükiler desene aynı sebze gibi, yalavuz
yıllardır gözlim danaburnu hıyarlara ilişmi,
hikmeti ilahı neyse sen anlat anlat
dinlim
Yeğen- Dayı bahçenin kenarındaki serviler var ya endamları
öyle, de ki servi, şu senin alt baştaki incir ve dutlar var ya dilleri öyle
tatlı dilleri deki dut
--Benim tut ve
incirim çoh meşurdur, bal ne ki, dinlim
Yeğen-Dayı salınıp yürüyüşleri seke seke gezişleri yok
mu, can feda senin şu kınalı kekliklerin gibi deki keklik, şuradaki kirazlar
varya dudakları kiraz, ah o gözler ah o gözler ömre bedel, senin şu üzümler
varya, köhnü,cevzeni gibi iri iri gözleri, deki gözler üzüm, daha nasıl desem hani
baharda tevekler sürgün ışkın verir ya o kadar nazikler kırılganlar, deki ışkın.
--Tabi ışgınlar nezük olur dikkat ister, benim
keklüklerde civarda bi teneler, gakguburu gakguburu diye ötüşlerine seke seke
gezmelerine bayılim. Yegen dur
dinle, hele bah
meseleyi dediklerin eyi anlamış mıyım;
Deyisin ki
Göl+Gül+Selvi+Keklük+Tut+ Kiraz+Üzüm+ Işgın=
Garı
eledel mi yegen
Yeğen- Olur mu
dayı nasıl bu sonucu buldun, bu sonuca nasıl vardın
--Ula yıhıl get
gözüm görmesin, bende bişe bilisin sanidim, sabahtan beri benim bahçayı
anladisin, ya ne ya yegen ya ne ya
Yahya Koza
Hoş-Elazığ
merkeze bağlı köy, köyüm