ImageShack.us
Evranos beyle başlar akıncı dedikleri
Ordusunun önünde açarlar gedikleri
Ertuğrul ve Osman bey zaferdir düdükleri
Diyar diyar dolandı Türk’ün şanlı ülküsü
Dillerde bestelendi akıncının türküsü

Tarihe ışık tuttu atının nal iziyle
Meydanlarda büyüdü savaşların tozuyla
Yürekte korkusuzdu kahramandı özüyle
Diyar diyar dolandı Türk’ün şanlı ülküsü
Dillerde bestelendi akıncının türküsü

Bazen bir avuçtular bazen binler yetmedi
Gittikleri yerlerde asla zulüm etmedi
Dürüstçe savaştılar fitne fesat gütmedi
Diyar diyar dolandı Türk’ün şanlı ülküsü
Dillerde bestelendi akıncının türküsü

Geride bıraktılar anaları yarları
Sevdası bellediler dağları bozkırları
Gizlice alt ettiler kaleleri surları
Diyar diyar dolandı Türk’ün şanlı ülküsü
Dillerde bestelendi akıncının türküsü

Bin kişiyle akında çocuk gibi şendiler
Dev gibi orduları kahramanca yendiler
Alınların akıyla yurtlarına döndüler
Diyar diyar dolandı Türk’ün şanlı ülküsü
Dillerde bestelendi akıncının türküsü

Onbaşı subaşılar binbaşının emrinde
Hepsinin kumandası akıncı beylerinde
Ya Allah nidaları tükenmez dillerinde
Diyar diyar dolandı Türk’ün şanlı ülküsü
Dillerde bestelendi akıncının türküsü

Bazıları Malkoçtu Silistreydi adresi
Bazısı Turhanlılar Moradan çıkar sesi
Mihalli dedikleri Sofyanın efendisi
Diyar diyar dolandı Türk’ün şanlı ülküsü
Dillerde bestelendi akıncının türküsü

Baskınlar tertip edip pusuları kurdular
Keşiflerle gözetip uzaklardan vurdular
Düştükleri tuzaktan savunmayı kırdılar
Diyar diyar dolandı Türk’ün şanlı ülküsü
Dillerde bestelendi akıncının türküsü

Babalardan oğula miras ile geçtiler
Akıncıdan olmayı çekinmeden seçtiler
Şahadet şerbetini tek yudumda içtiler
Diyar diyar dolandı Türk’ün şanlı ülküsü
Dillerde bestelendi akıncının türküsü

Bir devirde binlerce savaşlar kazandılar
Bin beşyüz doksanbeşte derin yara aldılar
Eflak voyvodasının oyununa kandılar
Diyar diyar dolandı Türk’ün şanlı ülküsü
Dillerde bestelendi akıncının türküsü

Akıncıdan geriye bir avuçluk er kaldı
Yıllarca anlatılan tarihi eser kaldı
En gizli sandukada yaşananlar sır kaldı
Diyar diyar dolandı Türk’ün şanlı ülküsü
Dillerde bestelendi akıncının türküsü



adem efiloğlu / bir garip ademoğlu



AKINCILAR;

Akıncılar, Osmanlı Devleti askeri teşkilatında sınır bölgelerinde, düşman alanlarına baskınlar tertipleyerek yıpratma harekâtında bulunan hafif süvari birlikleridir.

Akıncıların vazifeleri, akın yapmakla kalmayıp, aynı zamanda düşmanın durumunu, yolları ve kuvveti hakkında bilgi toplamak ve bulundukları toprakları korumaktı. Akıncılar genellikle asıl ordudan 4-5 günlük mesafede önden giderler ve düşman arazisini dolaşır, kurulması muhtemel pusuları bertaraf eder, yerli halktan aldıkları esirlerden bilgi edinir ve köprü, geçit gibi yerleri emniyet altında tutarlardı.

Akıncı rütbeleri şu şekildedir; on akıncıyı “onbaşı”, yüz akıncıyı “subaşı”, bin akıncıyı “binbaşı” kumanda eder, bütün kuvvetlerin başında “Akıncı Beyi” bulunurdu. Rütbeleri sancak beyi derecesinde olan akıncı beyleri doğrudan doğruya sultandan emir alırlardı. Bir harekatın akın ismini alabilmesi için akıncı beyinin önderliğinde yapılması gerekirdi. Akıncı beyinin katılmadığı ve 100 kişiden az akıncıyla yapılan harekata "çete", 100’den fazla kişiyle yapılana ise "haramilik" denir.

Akıncılar serhat boylarında ocaklar halinde teşkilatlanırlar ve her mıntıkanın kumandanı ayrı olurdu. Ayrıca akıncılar, kumandanlarının sülalerinin isimleriyle anılırlardı. Bunların en meşhurları Malkoçoğlu akıncıları, Turhanlı akıncıları, Mihalli akıncılarıydı. Bulundukları mıntıkalar ise; Malkoçoğlu Silistre’de; Turhanlı Mora’da; Mihalli ise Sofya ve Semendre bölgelerindeydi. Osmanlı Devletinde ilk akıncı beyi Evranos Beydir.
Budapeşte'deki Akıncı Mezarlığı.

Her akının ardından, şehid ve malul olanların yerine çevik, iyi süvari ve kuvvetli gençler akıncı kaydedilirlerdi, ancak akıncı olmak kolay değildi, öncelik akıncı kanununa göre babası akıncı olanlara tanınırdı ve gönüllülük birinci şarttı. Ayrıca akıncı olabilmenin şartlarından biri de, Türk olmaktı. Bir akıncı adayı; imam, köy kethüda'sı veya dürüst birini kefil göstermek zorundaydı.


Akıncılara tahsis edilen belirli bir maaş yoktu, elde ettikleri ganimetin 1/5’ini verdikten sonra, kalanla geçimlerini temin ederlerdi. Akıncı kanununa göre, eğer bir akıncı beyi bir şehir fethederse buradaki gayrimenkuller padişaha ait olur, beylere de bu bölgenin köyleri tımar olarak verilirdi.

Akıncıların kılıç, kalkan, pala, mızrak ve bozdoğan denilen başı yuvarlak kısa saplı bir cins topuz taşır ve genellikle zırh giymezlerdi.






( Akıncının Türküsü başlıklı yazı AdemEFİLOĞLU tarafından 5.05.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.