Bahar, har ne zamandan beri içimizde.
Her zemheri bir nisana gebe.
Gökyüzü aş ererken güzelliklere,
Usulca geldi nisan, dolu dolu elleri.
Güzelleri nisanın dalda nisan gülleri.
Şükür,
Görebildik bu yıl da erguvanların açtığını.
Usaresini saçtığını cümle çiçeklerin cömertçe…
Hüznün elifçe düşüşünü gönlümüze,
Gül yaprağına düşen şebnemle hissettik.
Titredi yüreğimiz,
Bir ceylanın gözlerindeki nemle.
Nisan,
Her zamanki nisan.
Aynı nahiflik ve zariflikle öptü alnımızdan…
Biraz sevinç , biraz burukluk azığımız.
Düştük yollara...
El aldık erguvanlardan,
Her birimiz bir sevda çerisi olduk.
Solduk, nisan gidişiyle
Dolduk hüznün kadehine.
Uyandık, bir pembe yaz şafağına.
Ömrün son demleri de olsa,
Şükür yaşıyor ve seviyorduk…
Dudaklarımızda aynı şarkı nisanla.
“Tez geçse de her sevgide bin hatıra vardır.”
Usulca mırıldanıyorduk.
Yanıyorduk bir gül misale.
O yüzden kıskandı bizi lâle…
Usulca geldi nisan usulca gitti.
Bitti bir efsane daha iklimimizde.
İzi kaldı o nihalin içimizde...
Ankara, 06.05.2010 İ.K


( Usulca Geldi Nisan başlıklı yazı İbrahim Kilik tarafından 6.05.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.