Bu Ramazan Bayramı’nda boynu bükülmüş bir bayramı kutluyoruz. Çocukluğumuzdan hafızamıza nakşedilen o güzel duygular, sevinçler yok artık. Bayram tebrikleri yollardık sevdiklerimize. Günler sonra ulaşırdı sahibine. Ama olsun, yine de ulaşırdı ve cevabı da günler sonra gelirdi. Yeni alınan elbiselerime ve ayakkabılarıma sarılıp yattığımı anımsıyorum. Benim gibi ayakkabısıyla yatan arkadaşlarım vardı. 

Sabahın erken saatlerinde, uykuyu gözlerimize hapsedip, kalkardık. Kahvaltı faslını tamamlayıp, büyüklerimizin ellerinden öper, bayramlarını kutlardık. Büyüklerimiz de biz çocukların saçlarımızı okşayıp, envaı çeşit şeker ve çikolata ile bizi sevindirirdi.

En yakın büyüklerimizin bayramlarını kutlayıp, torbalarımızı şekerle doldurduktan sonra komşuların evlerine gidip, büyüklerin ellerinden öper, şekerimizi torbamıza koyardık. Akşama kadar, o çocuk yüreğimiz bedenimizde büyür, dışarı fırlamak isterdi sanki. Çocukluğumuz, ah o masun, güleç yüzlü çocukluğumuz…

Büyüklerimizin bayramını kutladıktan sonra çocuk özümüze döner, mahallemizde birbirinden eğlen-celi oyunlar tertip eder, oynardık. Kimimiz küser, kimimiz ağlar, kimimiz de arabuluculuk yapardık. Çok geçmez gözlerdeki yaş ışıltıya döner ve barış olurdu. Çocuklar, barışmayı başarıyordu, hem de büyüklere nispet edercesine. Adı üstünde ‘çocuktur ne yapsa yeridir’ derdi büyüklerimiz ama yaptığımız küçük bir hatayı da birkaç kötek ile cezalandırırlardı. Köteği yer otururduk; süt dökmüş kedi misali. Anlardık neden kötek yediğimizi. Bunun bir ders olduğunu çok iyi anlardık. Her suçun bir bedelinin olduğunu büyüklerimiz bize böyle gösterirdi. Sonra yanımıza oturur, güzel öğütlerde bulunurlardı. Ah ketum yürekli babam ah, ah o şefkat dolu yürekli anam ah. Bizleri hayata tertemiz hazırlamak için ellerinden geleni yapan büyüklerimiz ah… Çok özlüyorum sizi…

Günler geçtikçe hayat zorlaşıyor. Şu güzel bayramlarda etrafımızda bayramın adını unutan o çaresiz,  o sahipsiz hüzün gözlü yavruları görüyoruz. İşte asıl bayram burada anlam kazanmalı. Bir çocuğu sevindirebiliyorsan eğer, Allah katında da büyük bayram budur. Bunun adı dayanışmadır. Milletimizin en güzel hasletlerindendir. O gözyaşı silinen yavrucaklar, yapılan bu yardımları bir miras olarak alacak ve bir güzel töre ya da gelenek olarak gelecek günlere taşıyacaktır.

Evet bugün boynu bükük bir bayram yaşıyoruz. Bu tabloyu görünce benim de boynum büküldü, gözlerime hüzün çöktü. 

Evet bugün bayramın birinci günü. Kanlı-bıçaklı olanların bile bir araya gelip, helalleşip, kucaklaşa-cağı gündür. Bu bayramlarımız kaynaşmanın adıdır. Kini ve öfkeyi toprağa gömme günüdür. Hediye-leşme zamanıdır. Gönüllerin çiçek çiçek açtığı, kardeşliğin yeşerdiği nevruzdur bayram. Dini bayram-larımızda ve milli bayramlarımız bu ülke insanını bir araya getiren özel ve güzel günlerdir. Milli bayramlarımızda bu ülkeyi bize emanet eden kurucu kadrolara minnet ve şükran günüdür. Dua için semaya açılan ellerimizin boş dönmeyeceğine inandığımız kutlu gündür milli bayramlarımız. Milli şuurumuzun ruhudur, özü ve öznesidir milli bayramlarımız.

Dini bayramlarımızı milli bayramlarımızla, milli bayramlarımızı da dini bayramlarımızla taçlandırıp, şu güzel ülkemizde barışı, huzuru ve kardeşliği mutlaka sağlamalıyız. Bunu başarabiliriz çünkü özü-müzde var bu. Ta çocukluğumuzda yüreğimize ve zihnimize nakşedilen o çocuksu duygularımızla başarabiliriz. Çocuk olmak çok güzel… Neredesin çocukluğum...

Ramazan Bayramı’nız Mübarek olsun. Nice mutlu yarınlara.


( Boynu Bükük Bayram başlıklı yazı Halit Durucan tarafından 11.04.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.