Kader

İspat inançla olmaz, inanç kabuldür.

İlk önerim "Küçük Prens/Saint de Exupery" okumak gerek. Çünkü izafiyet anlaşılmadan materyalist fikirler dahi inanç ekseninde kalır. İzafiyeti anlayan işi anlar.
İlk olarak maddeye bakalım.
Maddeyi oluşturan atom. Atomu ise çekirdek ve nötron. Artı eksi enerji. Şimdi bir önceki aşamaya bakalım. Maddeden öncesine. Maddenin esası ışık bunu biliyoruz. Işık ise data, bilgi ve tercih ile enerji boyutuna iniyor. Enerji iken yine tercihle madde boyutuna iniyor. Her aşama da tercih olmak zorunda yoksa denge halinde kalır. Var olması %50 var/yok arası çünkü. Burada yoğunlaşma var. Kalınlaşma da diyebiliriz. Madde ise tercih ve data, bilgi ile canlı hücrelerden , insan ve hayvana dek bir süreç izler. Orayı ilerletmeyelim. Malum çünkü.
Burada bir nakil de eklemek isterim.
İnsan ahsen-i takvimde , en yüksek makamda yaratılıp efseli safiline indirilmiş şeklinde tarif etmek isterim. Çünkü topraktan tekrar yaratılması efsele indirilmesidir. Efselde (Dünya)zaman ve mekanın hapsindedir. Işık data boyutunda ruhlar aleminde ise daha serbesttir. Kaderle alakalı konuşuyorduk evet.
Kader bu aşamaların hepsinde görünüyor.
Burada planlı olanın içinde plansız gibi görünen bir hal var. Bunun sebebi izafiyettir.
İzafiyeti ise sadece inanç dengeler. Bu nedenle kader inançla çok alakalıdır. Çünkü insan mevcut algılarıyla asla görecelilikten çıkamaz. Bu boyutta yani. “Ölmeden önce ölünüz” denir bu yüzden. Bunu açmıyorum şimdilik.
Teklif ve bilgi , tercihle, iradeyle işler .
Bu işleyişin hikayesine biz kader deriz. Soyuttur, somutlaşmadan bu boyutta bilinmez. Tüm zaman ve mekan boyutlarını kapsayan ;zamandan ve mekandan münezzeh olan bilir. İlmi olarak soyut olarak tarif ederiz. Kaderin kazası ; soyutun somutlaşması gibidir. Soyuta çıkınca zaten bilinir o boyutta da. Geçmişin hikaye edilebilir olması gibi. Geçmiş / gelecek dediğimiz de izafidir zaten. Zaman ve mekan sınırı olmayan boyut için bunları söylemek uygun olmaz. Bu boyutta yaşanıyor olan başka boyutta bitmiş görünebilir. Sıkı durun; başka boyuttan bilgi sızması halinde ne olur sizce? Kahinlik olur. Bilinç dışı yansımalar ise reenkarnasyon sanısına yol açar. Reenkarnasyon konusuna şimdi değinmeyeceğim. Sadece uçana, kaçana aldanmayalım yeter! Yolumuzdan, terakkimizden olmayalım. Asıl olan ruhsal terakkidir. Datanın(ruh) gelişimidir. Bunun için somut araçlar kullanır ruh. Hayat, canlılık bunun için gereklidir. Algılamak için. Bilgisayarın hafızasına soyut bilgi aktarımı somut( klavye, disket, monitör, kablo, v.b) araçlarla oluyor. İnsan da ruhunu geliştirme işini bedenin algı ve duyu araçlarıyla yapar. Bunun hikayesine kader deriz. Çok kapsamlı olması bu konunun anlaşılmasını zorlaştırdığından kabulü inanç alanında daha kolaydır. Bazıları “tesadüfen şöyle oldu, kendiliğinden böyle oldu” der durur bir anlam ifade etmez. Çünkü ortada tesadüf eseri yoktur çok kapsamlı ve planlı bir işleyiş vardır.

Saygılarımla.
Ahmet Bektaş
( Kader başlıklı yazı ahmet-bektas tarafından 26.05.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.