Mısraı berceste miyarında bir söz var, kadim zamanlardan kalma. “Zulm ile abad olanın ahiri berbat olur.” Elhak doğrudur. Lâkin böyle eli kolu bağlı durmak ise bu sözün doğruluğuna zarar getimese de birilerini haddi aşmaya davet ediyor. Ardınca Ziya Paşa’nın bir beyti düşüyor hatıra.
“ Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir.
Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir.”



Adı İsrail olan, insanlığın baş belası, faşist ve ırkçı bir devlet; ardına yine emperyalizmin temsilcisi Amerika’yı ve kapitalizmin gücünü alarak, tüm dünyaya kabalık ve kabadayılık ederken, dünya maalesef eli kolu bağlı seyretmektedir. O da daha da azgınlaşarak , ağzından salyalar akıtan kuduz kelp misali, kadın çocuk demeden masum ve savunmasız sivilleri öldürmeye devam etmektedir. Irak’a demokrasi getirmek adına girip milyonlarca sivilin ölümüne yol açan” Amerika Basiretsizler Devleti” (ABD)ise Yahudi sermayesine el pençe divan durarak zulme ve ırkıçılığa taraf olmakta faşizme destek vermekte bir beis görmemektedir.



Öyle sanıyorum ki, hiç sevmediğim “Egemenlik kayıtsız şartsız sermayenindir.” sözü şu anda yürütülen dünya politikasında ağırlığı ve geçerliği olan bir sözdür. Kapitalizmin hakim olduğu bir dünyada ise sermayeyi elinde tutan güruh, adaleti, insanlığı, merhameti ve hoşgörüyü ortadan kaldırmayı, en başat görevi olarak saymakta ve o görevi yerine getirirken histeri nöbetine yakalanmış gibi hareket etmektedir. Haydi o görevini yapıyor diyelim. Bu petro dolar milyaderi , müslüman yaftalı güruh ne yapıyor… Paralarını yahudi bankalarına yatırıp sefahete dalmış olan bu ademlerin onlardan farkı ne…



Oysa, onların ve dahi bizim mensubu bulunduğumuz ya da mensubu olduğumuzu var saydığımız dinin peygamberi (sav) “Bir haksızlık gördüğünüzde elinizle müdahele edin, ona gücünüz yetmiyorsa dilinizle müdahale edin , ona da gücünüz yetmiyorsa kalben buğz edin ki bu üçüncüsü imanın en zayıf derecesidir.” Buyuruyor. Ama, artık günümüzde bu üçüncü duyarlığı gösterebilmek bile bir fazilet oldu. Nerdesin ey Osmanlı! Bir zamanlar hakimi olduğun, adaletle hüküm sürdüğün coğrafya yanıyor. Yokluğun her geçen gün daha çok hissediliyor. Yeri geldiğin de Vahşi batı ile anlayış birliğine bürünen Osmanlı Torunları, siz ne yapıyorsunuz. Hâlâ dedelerinize barbar diyen Batı ile aynı mı düşünüyorsunuz.?Genlerinizde biraz olsun dedelerinizden miras taşımıyor musunuz? Şöyle bir silkinip, kendinize gelme zamanı geldi geçiyor. Bedir’i düşünün,Kerbela’yı, Uhud’u düşünün Çanakkale’yi düşünün. Ve son olarak Hazreti Ali’nin (Ra) şu sözünü “Zulme ve haksızlığa ses çıkarmayan insan zulüm görmek için sıraya girmiş demektir.” Peşinden de Ziya Paşa’nın beytini bir daha okuyun:
“Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir.
Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir.”



Bu duyarsızlık ve gafletle devam edersek, İsrail ve sırtını dayadığı ayı misilli dayısı yaptığı zulüm ve haksızlığa devam edecek ve sıra bize de gelecektir. Korkunun ecele faydası da yoktur. Sabah ola hayr ola…
Ankara,03.06.2010 İ.K

( Zalimin Zulmü Varsa İsrailin Vahşeti başlıklı yazı İbrahim Kilik tarafından 3.06.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.