Kuruldu kurulalı dünya,
Rüya uykuya mahkum hülya içinde hülya...
Suyla yıkanmaz kirler sefirler kokteyller...
Dünyaya sığmazken cihangirler şimdi toprağa esirler.
Ne mecnun leyladan şikayet eder ne leyla mecnundan.
Kederliğinden utanır keder.
İcat edilmedi henüz yer yüzünde ,
Vefanın karaborsa olmadığı bir yer.
İnsan insan kardeşinin etini yer, yer de döner insanı yer.
İşte kuruldu kurulalı dünya günler böyle geçer.
Hayatı zil,şal ve gülden ibaret bilenler, sevenler sevilenler;
Enler , en önde gidenler.
Haram helal karışmış yarışmış güzel çirkin.
Sevgi, vefa tukaka baş köşedeymiş hep kin.
Bazen paravan olmuş bazen düşmanlık çekmiş.
Bütün bu olanlardan ar etmiş sükutta din.
İman mahpus sinede yine de taze kalmış.
Dine küfreden de kullanan da insanmış.
Sanmış ki ölmem ben hiç.
Bir gün gelmiş aldanmış lâkin boş yere yanmış…
Paranın para olduğu zaman yarayı kim sarardı.
Sarardı sonbaharda dallar sular sarardı.
İte atsan yemez ya, kul oldu insan ona haşa secde et desen hiç çekinmez tapardı.
Bir güruh geldi çağa millet malı apardı.
Aparmakla kalmadı tüm ipleri kopardı.
Gökdelenler yarışta birbiriyle şimdilik.
Gönüller eğri büğrü kibir dalavere dik.
Arından gölgelerin başları daim eğik.
Merhamet marazlanmış incelikse nazlanmış.
Yolsuzlukla ipsizlik oldukça palazlanmış.
Körebe oyununda insanlık olmuş sobe.
İnsaf izne ayrılmış, şefkat dalı kırılmış.
Bu dünya kurulalı,
İyi ile kötünün mücadelesi varmış.
İmtihanmış olanlar gırla gider yalanlar.
Talanlar ah talanlar eskiden beri varmış…
Hepsi bal gibi gerçek sanılmasın yalanmış.
Yalanmış devlet malı yiyen güruh yalanmış.