Devranın her anına siniyor güzelliğin. İçinde gül olup açıyorsun zamanın. Gül kokulu zamanların elinden tutuyorum, hayalin gülümsüyor sularda. Sular, aksinle nahifleşiyor, güzelliğine derkenar oluyor çiçekler. Su misali akıp gidiyorsun uzaklara. Hayran oluyor geçtiğin yerler, seni bulutlardan kıskanıyorum … Bir sır gibi saklıyorum aşkını bağrımda. Adın söylense yüreğim titriyor, alabildiğine heyecanlanıyorum.
Gamzenin ıtırı güllerle harmanlanıyor yüreğimde. İncecik gül yaprakları seni betimliyor. En çok senin adına yakışıyor gül sözcüğü. Adın nakış oluyor güle. Zamanı süslüyorsunuz ikiniz. Gittiğin iklimler baharı yaşıyor, ben hasret ayazında buyuyorum. Lâle bahçelerinde salınıyorsun hayalimde. Gül senin kadar narin, sen gülden ince hayal gülü. Harmanlıyorsun ıtırında haziranla eylülü. Ve ömrümün güz deminde bir bir düşerken yapraklar, aşkın son kalesini savunuyorum sonunu düşünmeden.
Seni düşündüğüm zaman, yarpuz kokulu koyaklardan bir esinti sarıyor ruhumu. Seni hayal ederken buz gibi suları yarpuz kokan pınarlardan su içiyorum . Hayalin, imbat bakışlı bir peri misal gülümsüyor. Hasret besteliyor zaman gittin gideli… Aşkın şıvgın veriyor, dal uçları mest. Bulutlar geçiyor başımın üstünden,bulutlara imreniyorum. Su misali akıp gidiyorsun… Adını hasret gülü koyuyorum. Daha bir katmerleniyorsun. İnci mercan döküyorum yollarına,gelip geçmiyorsun...