Duyarsız, tepkisiz, bana neci bir toplum olup çıktık. Sümela ayininden sonra bu ayinle ilgili bir yazı yazmayı düşünüyordum ama zaman yetersizliğinden fırsat olmamıştı. Fenerbahçe – Paok maçı sonrası Yunan takımının sitesinin introsunu görünce duyarlı bir Türk olarak yazma ihtiyacı hissettim.

 

15 Ağustosta Trabzon’da Sümela Manastırı’nda bir ayin gerçekleşmişti. Bu ayine tepki verenleri sayın başbakanımız şöyle eleştirmişti: “Bugün Sümela'da geldiler Hristiyanlar kendilerine göre ayinlerini yaptılar. Bir iki grup, malum, kimler olduğunu benim anlatmama gerek yok, 'İşte bak yeniden Pontus'u hortlattılar...' Yahu arkadaş ne oldu, geldiler ayinlerini yaptılar, gittiler. Kaç kişi, bin 500-2 bin kişi. Ne kaybettik? Biz kazanıyoruz aslında.”

 

Ne kazandık? Birkaç bin dolar mı? İtibar mı?

 

Aynı gün bir haber okumuştum ayinle ilgili Trabzon’dan. Ayini protesto etmek isteyen gençler gözaltına alınmış ve 500 adet Türk bayrağı baskılı tişört ele geçirilmiş(!)

 

Oysa ayine katılanların sırtında bir harita olan tişörtler vardı. Haritanın üzerinde “Pontus vatanımız” yazısı dikkati çekiyordu ve bu harita Karadeniz bölgesinin bir kısmını içeriyordu.

 

Ayin için Sümela’ya gelenler hiç de masumane niyetlerle gelmemişlerdi. Hayallerini yaşatmak, hayalleri için bir adım atmak, ilk harcı dökmek için gelmişlerdi; ama biz onlara her zamanki gibi hoşgörüyle yaklaştık ve bir numaralı isimden “Geldiler de ne oldu, ne kaybettik?” ifadeleri döküldü.

 

Rumlara ayin yapma izni verilirken onları protesto etmek isteyen Türk gençleri, Türk bayrağı baskılı tişörtleriyle terörist muamelesi gördüler.

 

Gelelim bugüne. Poak takımı Fenerbahçe’yle berabere kalıp bizi eleyince Paok’un web sayfasında bir intro yayınlandı.  (www.paokmania.gr) Ayasofya’nın kubbesindeki hilali kaldırıp yerine haç konmuş ve takımın sembolü olan kartallar Ayasofya etrafında uçuşuyor sonra da minareleri yıkıyorlar. Ayasofya minaresiz ve haçlı bir şekilde kilise olarak çıkıyor karşımıza.

 

Saygısızlığa bakın! Benim toprağımda benim ülkemin bir parçasını kendi vatanıymış gibi gösteren Pontus haritasıyla dolaşacak, benim camimin minarelerini yıkacak ve biz hala buna “ne oldu, ne kaybettik?” bakış açısıyla yaklaşacağız.

 

Bu kadar duyarsızlık olamaz! Bu kadar hoşgörü fazla!

 

Hoşgörüye karşıyım. Bu densizlikler için karşıyım. Yeter artık, diyalog, hoşgörü, insanlık bilmem ne diyerek işin iyice suyunu çıkardık ve şamar oğlanına döndük.

 

 Bana hakaret edene, bana silah sıkana, beni bölmeye çalışana, benden toprak almak için terör estirene, benim kutsalıma saldırana daha fazla hoşgörü göstermek istemiyorum.

 

Üç kuruş döviz girecek diye vatanı peşkeş çekmenin, Türk bayrağı taşıyanları terörist olarak algılamanın, kutsallara yapılan saldırıları para uğruna sineye çekmenin bir açıklamasını bulamıyorum.

 

Siz bulabiliyor musunuz?

 

Sahi, nerede bizim milli duyarlılığımız?

 

Parayı bastıran her şeyi yapabiliyor mu?

 

Bundan, dini imanı para olanlar ve Türkiye’yi pazarlamayı meşgale edinenler rahatsız olmuyor ama ben ciddi manada rahatsız oluyorum.

 

 

( Duyarsız Mısınız? başlıklı yazı M. Kuvancı tarafından 27.08.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.