BİR MUM GİBİ…
Bilinmeze yol aldığım riviera kenarından,
Tan yeliyle şuursuzca savrulmuşum kum gibiyim,
Alevinin göz kırptığı ateşin o pınarından,
Aşk havliyle ateş almış, tutuşmuşum mum gibiyim.
Işık hüzmesi altında kavrulmuşum kum gibiyim.
Küçücük bir kraterden dumanımla tütüyorken,
Sabaha kalır mı bilmem damla damla bitiyorken,
Karanlığın girdabında kaybolup da yitiyorken,
Bir üfürük darbesiyle söndürdüğün mum gibiyim.
Parça pürçük zerrelere döndürdüğün kum gibiyim.
Seni görmeden duramam gel gör ki halim nicedir,
Aşka dair yanık yanık döktürdüğün kaç hecedir,
Sen olmadan gün doğmuyor bekliyorken kaç gecedir,
Ürkek mağrur bir başıma kalakalmış mum gibiyim.
Fırtınayla kayalardan sökülmüşüm kum gibiyim.
Yak elinle kavrulayım dile benden ne dilersen,
Ayağına eğileyim yerde kalayım istersen,
Sevda yumağı içinde kördüğüme dönüşmüşken,
Yüreğinden pare pare yaşlar dökmüş mum gibiyim.
Met cezirlerine mahkûm dibe çökmüş kum gibiyim.
Suskun volkanik yüreğim yanıyorken için için
Yak yak bitsin bu işkence nafileysem senin için,
Belki bir gün mezarıma gelir isen Allah için,
Yakıp seyrine daldığın kavurduğun mum gibiyim.
Zamanın derinliğine savurduğun kum gibiyim.