portre
yüreklerimizde dev yangınlar saklamıştık
soğuk geçen yaşama dair
sevda türküleri bestelemiştik varoşlarda
içimiz buz parçacıklarıyla dolmuştu
ceylan gözlerinle eritirsin diye
şiirler bestelemiştim sana hayallerimden
her sarıldığımda garip sığınmışlık duygusu
bilinmeyen sonsuzluğa gömülmek midir, nedir?
yoksa bin defa ölmek mi?
belki de yüreğindeki küçük bir ihtimal
ya da sonsuzluğun görünmeyen portresi içinde kaybolmak
bu kadar ağır mıydı sensizliğin vebali?
mum ışığının ıssız aydınlığında
yarım kalmış sözcüklerin çığlığı
ve de bitmemiş yaşanmışlıklar
her yerde sıcaklığının ürpertisi
yüklemişsin yüreğine yalnızlığı
soğuk bir iklimden geliyorsun anlaşılan
terk ediyorsun ardı sıra her şeyi
bitmemiş bir bahardan kalma
hayatın umudunu sarartıyorsun hayata
ne büyük rezilliktir artık seni sevmek
ve sonra kusuyorsun
kalleşçe!