Bilirmisin martıların yüksekten korktuklarını ve içlerinde büyük miho’lar taşıdıklarını , o koca   masmavi gökyüzünde kaybolmuş gibi uçar ve yeryüzünü unuturlar.Gökyüzü kadar mavi ve yeryüzüne bakmayacak kadar kara , onlarda unuttu bizi küçük kız..Sen gözlerinle o ufacık yıldızları toplarken ben sana sefaletin en ağır taşını gösteriyor ve”işte bu ! işte bu kırılmalı” diyorum.

Sen yolcu gibiydin küçük kız , yorulmuş , hasretli , kırılgan , korkak  ve umutlu..Uzun süreler boyunca duraksamalar yaşıyor , dudaklarında araba markaları taşıyor ve bir kaç şehrin alan kodunu ezberliyorsun , sen yorgunluğunla sesinin güzelliğine kapılıyor ve her sokak numarasına doğaçlama şiirler hibe ediyorsun..ve birgün , ve birgün yok olacağını bir kaç ajanda yaprağına anlatıyor , susuyor , sonsuzluğunluğunla yoluna devam ediyorsun.

Gönlü parçalanmış bir gazze çocuğundan dert dinliyor , kendini yorgun mülteci mahkumlara anlatıyor , birkaç zapata bulup onlarla koşuyor ve susup sessizce birkaç kelebeği zaten ölecek nidasıyla öldürüyorsun.Sen susuz ve korkusuyla boğulan sessizlikten dilini kaybetmiş , bağırmaktan bütün gerçeklerini yollara işlemiş , bir umman bulup kum tanelerini saymış ve birkaç tanesini heybesinin sessizliğine saklamış , bitap halini gözlerinin güzelliğine feda etmiş o güçlü , acımasız , merhametli , şevkatli , gönlü yas ve gamsızlık arasına sıkıştırılmış küçük kızsın.

Sana bir hayli yorgun mecazımla birkaç satır yazıyor , kendimi mezarlardan esirgemiyor ve tabuttan oyma kağıtlara bir kaç kelam edip selamı haykırıyorum.

Kapama gözlerini küçük kız kapama. Sen adil olduğun sürece bu yolun hamalısın.Devam et küçük kız devam.O tezek kokan bayram sabahlarında bir kaç kişinin gözyaşlarını silme umuduyla.Devam et küçük kız , somal li bir çocuğun eline bir parça ekmeği dünya edip sıkıştıra sıkıştıra..ağlayışları cümbüşe çeviren bir çingene ferrahlığında ve belkide malezyalı bir kadının en değerli olan ve kefeni sayılan eşarbıyla..Devam et küçük kız , sen sen olduğun sürece devam et..

( Son Kez Söylüyorum Küçük Kız başlıklı yazı İlyas ÖNER tarafından 12/7/2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu