Çok üşüdüm
yanyana dizilmiş kaldırım taşlarında
anmak geldi içimden seni
örselenmiş çığlıklarımın gün batımında


irkildim
dalgınlığımdan sıyrıldın birden
kimliksizim
kendimden bir haber yok
anlamını yitirdi
karışan tüm cümlelerim sustu
son bakışla uğurladım
güneşimin kaybolduğu , patika yolları
gözyaşımın tuzu ile çatladı dudaklarım
her yaşım kınalı ellerimi soldurdu

 


mücadelesini yitiren bir sandal gibi
senden gelen fırtınalarda savruldum
sana kavuşma özlemiyle atladım kıyıya
parmaklarımın ucuyla kovdum geceyi
iz bıraktığın karanlık sokaklarda
yırtmaçlı bir perdenin ardında ağlayan yanımı avuttum
sen duymadın


kimliksizliğimin gölgesi düştü çözümsüzlüğüme
ketum bir rüzgar aldı götürdü denksizliğimi
imgelendiğin tüm sözlerinden uzak gömüldüm
ayaklarım zulmettikçe gittiğin tüm yollara
bütün kinimi kustum
tepinip durdum kasvetli vedana
üstün körü yaşadım işittimi hiç gözlerin


şerefe kalkmayan kadehlere doluyorum
içimdeki seni damarlarıma köle ediyorum
susuz rakı gibi
sensizliğin narasında masaya vuruyorum
elimdeki resmini
sessizliğinde sağır oldum
kangren olmuş yanlarım kesiyor
sana kölesi olan beyaz sayfalarımı
suskun kalemim ile karalıyorum
yoksun

 

kendime çözülmek istemeyen kördüğümüm
gizin içinde saklanan bir sır gibi
başımı yasladığım dağ yamaçlarına soruyorum
kambur yüzlü sevdamı gördünüz mü
bütün yalan cevaplar birden gerçeğe dönüyor
sabrımın t/aştığı taşımın çatladığı zaman

 

gidişinin vebali sardı boynumu
ellerim yıkık bir cümleni kuçaklarken
gittikçe uzaklaşıyorsun
dayak yemiş bir çocuk gibi kalıyorum öylece
kal gitme desem
gelmeyeceğini bildiğim halde
ne çare
uzak kentlerin çığlıklarına gizledim sessizliğimi

gitme diyemedim sana
ayaklarım boşluğa düştü sanki
zamansız girdin düşlerime
bense duvar örmekle yetindim suskunluğuma
gecedeki darp izlerimi silip
uysal bir depremin ellerinden kırdım kalemimi


son/ra

boya kalemlerim renk değiştirdi
resim defterimin son sayfasına
ne zaman bir kavşak çizsem
dönemeçlerden tebessümle çıkarmısın diye bekliyorum

 

 

Sübyan bir ölüyüm şimdi izine gömdüler beni
nerdesin

 

 

’yalnızlık abidesi’

( Sübyan Bir Ölüyüm başlıklı yazı firat-efe-po tarafından 25.01.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.