Sen ikindi gölgelerinde gizlice çağıldayan ,zaman gibi akıp geçen bir
suydun .Bense içine alabildiğince seni doldurmaya çalışan boz bulanık
rengi bir testi .Sen akıp geçiyordun .Bazen bir gök taşından bir yer
taşının oyuğuna , bazen de ,kuytu bir nehrin ağzından yorgun bir
denize. Anlayacağın seni içime doldurmak o kadar da kolay değildi.
Kısacası sen şu zaman dilimindeki saniye gibiydin .Nabzım attıkça
hasretin dokunurdu yüreğime.Bense saat gibiydim kıssadan kurduğum
cümlelerimle yavaştan sana geliyordum.Oysa yetişmeliydim.Yüreğimi
aklayıp paklayan bu sevdanın sebebi olan sana kavuşmalıydım.Sonra dert
bağladım.Derdimden avuçlarıma tıpkı Anadolu motifleri gibi  yaralar
açtım.Bir genç kızın çeyiz düzmesi gibiydi,avuçlarımı sızlatan o
yaralar.Lakin sevilen sendin ,sevdalı ben.

Ama durmaksızın akıp geçen sendin , oturmuş bir köşede seni bekleyen
ben.Senin bana dolmanı biçare bekleyen bir testi işte.Sen suydun
parlaktın berraktın ,avuç içi motiflerimi de beğenmezdin belki... Onları
da tahtadan bir hayal silgisi ile temizledim.Senden tek şikayetim
benim sana olan kara sevdalı yüreğimden habersiz olmandı..Ve böylesine
hayat gibi, kurduğum hayaller gibi hızlıca akıp geçip gitmendi.Zaman
bile seni doldurmaya yetmedi.Senin içini içime sığdırmaya anlam
veremedi.Zaten seni içime doldurdum mu yalnızca bana ait olurdun.İşte
o zaman da bu hayat dururdu ,kainat susardı.Ben ne aptaldım; İçimi
eriten ,toprak olmuş şu kalbimi kırıp parçalayan,yüreğimi kanatan bu
suya aşık olmuştum.Kuş senden geçerdi,karanfil sende açardı,insan
sende büyürdü.Oysa ben tek başına bodur bir testiydim.Sen gündüz gök
mavisi, gece gök lacisi olurdun .Bazen de doğanın büyüleyici rengi
olan su yeşili.Senin yolun hep benden geçiyordu . Tarih kokan bir
şehrin kaldırımlarından geçerken ben oluyordum.ıslak kumların üzerine
dalgalarınla vururken sen ,bir kayaya çıkmış sana bakıyordum ben.Bazen
de o kayadan sana düşmek istiyordum .Görürdün o zaman beni , ak bir
çarşaf olur sarar sarmalardın . ah su ! ne olacaktım ben böyle ? Senin
sevdanla yana yakıla nerelere gidecektim ?  Ya sen  benim sevdamdan
habersiz kendi yolundamı ıslanacaktın?

Topraktım aşk yolunda çamura bulandım .su yolunda testi kaldım.
Testiydim hem aşk hem de su yolunda ; kanadım ,kırıldım acıdım
,yaralandım,savruldum ,tükendim,yok oldum,Şimdi kırıldım.Yosun kokulu
bir suya hasret kaldım .Topraktır suya muhtaç olan ,kara çöllerde
kavrulan topraktır yeri geldiğinde yine aşka susayan .Aşk için içlenen
,can çekişen sadece topraktır . Kırılansa testi....




                                  Zeynep  ÇAYIR.
( Su Testisi Su Yolunda Kırılır başlıklı yazı zeynep-cayir tarafından 2/25/2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu