Güneş çoktan batmıştı...
Issız bir sessizlik hakim olmuştu yarım saat önce çalkalanan parka...
Etrafta kimsecikler kalmamıştı, bir an önce eve ulaşmak istedi ve
adımlarını uzun-hızlı şekilde atmaya başladı...Bir an uzaktan ama yakınlaşan
küfür ve argo kokan sözler işitti.Biraz tedirgin, biraz telaşlı şekilde hızlı adımlarla koşarcasına yürüdü.Alıp verdiği nefes git gide yakınlaşan sesi bastırıyordu.Son hatırladığıyda buydu zaten...
 
   Uyandığında oldukça eski bir odadaydı. Duvarlar oldukça pisti.
Biraz daha etrafı incelemek için doğrulmak istemiştiki. Bağlı olduğunun
farkına ancak varabilmişti.
 
   Bayaa bi' çırpındı genç kadın, ama nafileydi. Çok geçmemişti ki sayılarını
sayma gereksinimi duymadığı bir grup erkek içeri girdi. Yeteri kadar uygunsuz biçimdeydiler. Ve gerisi maalum zaten...
 
    Genç kadın  eve ağlaya ağlaya varabildi. Alıp verdiği nefes O'na hiç bu kadar ağır gelmemişti. Hıçkırıkları nefes almasını engelliyordu. Kapı eşiğinde bi süre oturup sakinleşmeye çalıştı. Eve bu şekilde giremezdi. Biraz sakinleştiğine inanan genç kadın, anahtarını çıkarıp titreyen elleriyle kapıyı açmayı tam beceriyordu ki kapıyı annesi açtı.
 
   Herkes uyumuştu, annesi kıza dikkat etmeden: "Kızım nerdesin sen öldürecek misin bizi?.." dedi.
Şüphesiz annesinin söyleyeceği çok şey vardı ama kız: "Anne lütfen iyi değilim uyumak istiyorum." dedi.
"Kızım baban çıldırdı evin içinde, hem neden telefonun kapalı." diye savunma şeklinde konuşmaya başladı anne.Kız:"Şey düşürmüşüm." dedi odasına çıkarken.Annesi salonda söylenmeye devam ediyordu.
 
                                                 * * *
    Babası Nuri Bey:"Hanım kız eve geldi mi geceleyin? "
"O nasıl soru Bey tabiki de geldi." dedi Türkan Hanım...
"Ama n'olur üzerine gitme iyi değildi geldiğinde." diye devam etti Annesi.
Nuri Bey sözlerini: "Sen bi uyandır hele." diyerek bitirdi.
 
   Türkan Hanım merdivenin başında bir kaç defa seslendi kızına
ses seda çıkmayınca yukarı çıktı ve bir kaç defa kapıyı tıklattı:
"Kızım,Eda..." diye tekrarladı bir kaç kez...Ama olacağı gibi değildi ve kapıyı açtı, biraz endişeli sayılırdı. Nihayet açtı kapıyı ve kızı; ayakları yerden kesilmiş hafifte olsa sağa sola sallanıyor ve ipin üst tarafında kalan başı mos mor kesilmişti ve dili dışarıdaydı. Büyük bi çığlık kopardı zavallı anne...
 
                                                 * * *
   Olay yeri ekibi çok geçmemiş olay yerine müracaat etmişti.
Komiser Adnan: "Nuri Bey biliyorum sizin için oldukça zor ama söylemem lazım, kızınız intihar mektubunda tecavüze uğradığını yazmış."
Ölüp ölüp dirildi bu sözleri duyan baba. Adnan : "Çok üzgünüm efendim tekrar baş sağlığı diliyorum, ama kızınız üzerinde tecavüze uğradığını doğralamak için örnekler almamız lazım." baba bu söz karşısında onay olarak başını sallaya bildi...
 
   Olaydan iki gün sonra Serkan, amiri Adnan Bey'in odasına geldi:
"Amirim şu intihar vakaası..!"
"Haa, evet."
"Alınan örneklere göre kızın vücudunda ne bir sperm örneği ne de yabancı bir deri örneğine rastlandı..." amir oldukça şaşkın bir ifadeyle:
"Ne demek oluyor bu(?)." diye bildi...
"Amirim yaptığımız araştırmalara göre kız uzun süredir bir tedavi görüyor.!"
diye devam etti Serkan, ama Adnan sözü keser gibi:
"Tamam da ne alakası var?" dedi ve çayını yudumladı.
Serkan başını yere eğerek: "Efendim şey, hastalık..."
Amir sesini yükselterek:
"Oğlum hastalık ne(y), çıldırtmada adamı söyle..!"
Serkan boğuk bir sesle:
"Amirim kız 'Şizofreni' imiş..." dedi izah etmeksizin.
Adnan içtiği son yudum çayı öksürerek çıkartmak zorunda kaldı ve doğrularak
sadece:
"Yani şimdi..." diye bildi...
                                            
 
 
 
 
Şizofreni: Hastalarda genelde gerçekle hayal dünyasını ayırt edememe, mantıksal düşünme yeteneği kaybı, normal duygusal tepkiler verememe ve toplumsal kurallara uyamama görülür.
 
 
 
 
 
 
 
( Suçsuz İntihar... başlıklı yazı abdulkerim-y tarafından 27.02.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.