Kör mermi
çıktı gitti, dokununca tetiğe,
Sesler ile
yarıştı, hız aldı yiv-set’inden.
Buz gibi
namlu yandı, döndü sıcak çeliğe,
Sırtından
girdi gitti, geçti onca kemikten.
“Allah” lafı
ağzından, son çıkan cümle oldu,
Kan beynine
sıçradı, sonra gözüne doldu,
Kanlı gözler
sırayla gördü geçmiş yılları,
Bildiği en
güzel şey, sonunda gerçek oldu…
Bıraktı
çocukluğu, öte itti gençliği,
Şurada ne
kalmıştı bitmişti askerliği,
Damlaya
dönen kanı, gözden gönül’e aktı,
Göz önüne
gelince kundaktaki bebeği…
Ne yapar
nazlı yâri, onsuz mu yaşayacak?
Kim sarar
bedenini, kimler kucaklayacak?
Emzikli
çocuğuna baban şehittir derken,
Büyüdükçe
Mehmedin yerini dolduracak…
Anası
gururludur, şehit vermiş vatana,
Babası dik
ve mağrur, bakar şehit yatana,
Memleket
yasa girmiş, kanlı yaşlar döküyor,
Lanet olsun
vatanı, üç kuruşa satana…
Kırmızı
bayrağımız örtülüyor üstüne,
Sırayla her
bir insan kapanır örtüsüne,
Mekânı
cennet olan, şehidime ağlıyor,
Herkes
destan yazıyor, katıyor türküsüne…
Unutulmaz bu
günler, gelip geçse de inan,
Kör kurşun
kahpelerden daha imanlı inan,
Bu topraklar
atamın kanlarıyla sulandı,
Tümüyle
kırmızıya yeniden boyar inan…
Kırmızıya
boyanan toprak üstüne hilal,
Yıldızı öne
katıp, yine bulur istikbal,
Oluk oluk
olsa da, akacaktır durmadan,
Anamın
sütü gibi vatana olsun helal…
Necati
ŞİMŞEK
Ankara