Mayınlı arazileri temizleme işini İsrail'e vermek niyetinde olanlar varsa, lütfen bu yazıyı ibretle okusunlar.../

İngiliz gazeteci, Sina dağında karşılaştığı bir Bedevi'ye sorar:
-"Sence lider kimdir?.."

Bedevi;
-"Bir tanım yapmak yerine, bir öykü ile sorunuza cevap verebilir miyim?" der.
Gazeteci;
-"Elbette, anlat öykünü" diye cevaplandırır..

Bedevi anlatır:
Benim gibi bir Bedevi, devesinin üstünde ve kızgın güneşin altında, Sina Çölü'nde yol almaktadır.

Birden ufuk çizgisi kararır, gökyüzünde nadiren tek tük görülen kuşlar, bu kez toplu halde, karanlığın aksi istikametine doğru, telaşla kanat çırpmaktadır. Çölün mutlak sessizliği, daha da yoğunlaşır sanki. Bedevi, bu alametlerin, şiddetli bir kum fırtınasının habercisi olduğunu hemen anlar.

Devesini çökertir, üstünden iner. Heybeden aldığı sağlam bir kazığı, kızgın kumlara çakar ve devesini sıkıca bu kazığa bağlar. Sonra yine heybelerden, katlanmış parçalar halinde çıkardığı küçük çadırını alelacele kurup içine girer ve kapı örtüsünü her iliğinden düğümler.

Son düğümü henüz atmıştır ki; fırtına bulundukları bölgeye ulaşır. Küçük çadır havalanacakmış gibi sallanmakta, rüzgarın oluşturduğu kum sağnağı, neredeyse delip geçecek bir hızda, çadır yüzeyine çarpmaktadır.

Her kum tanesi büyük oklar gibi bedenine saplanan deve, dile gelir:
-“Efendi, canım çok acıyor. Hiç olmazsa başımı çadıra sokmama izin verir misin?'”der.

Dışarıda olmanın ne kadar zor olduğunu iyi bilen Bedevi, zavallı devenin bu dileğini kabul eder ve:

-“'Başını çadıra sokabilirsin.” diyerek, kapıyı bağlayan düğümleri boşaltır.
Durmak bir yana, fırtına giderek daha da gemi azıya almaktadır. Deve, sahibine tekrar yalvarır:

'Efendi, derimin en ince olduğu yer boynumdur ve şu an çok acıyor. İzin ver, boynumu da çadıra sokayım.'

Biraz ikirciklenmeyle, bu isteğe de 'Peki' der Bedevi. Fırtına, sanki sonsuza dek sürecek gibidir. Deve bu kez, ilk ikisinden daha acıklı bir sesle yalvarır:

-“Efendi, ne olur, hörgücümü de çadıra sokmama izin ver...”
Bedevi bu son isteği de kerhen kabul eder. Ancak, hörgücün de içeri girmesiyle, küçücük çadırda, artık kımıldayacak yer kalmamıştır. Bu duruma, Bedevi'den önce, Deve tepki gösterir:

-“Efendi, bu çadır ikimize dar geliyor. Sen dışarı çıkıp başının çaresine baksan...”
Lider kimdir?' demiştiniz… Bu hikayeye dayanarak cevap vereyim:

“Lider; devenin başını dahi, çadıra sokmasına izin vermeyen, yani sonradan olacakları önceden sezme yeteneği olan insandır... "

Son söz: KÜRESEL GÜÇLER, başını rica ile çadıra sokan deve misali, artık Türkiye’nin gerçek sahiplerini dışarı davet etmektedir..."

'Deve' deyip geçmeyin; kini çok derindir
( Devenin Başı başlıklı yazı Yusuf Akgül tarafından 6.06.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu