Esti bir kem rüzgâr yıktı bağımı
Bülbülün konduğu güller perişan
Bir gammaz yokladı civan çağımı
Ateşine düşen kullar perişan
…………………….Şeyrani

Ağaçlar bitkiler hepsi dirilir
Süslü elbiseler bak giydirilir
Şefkatli bir elden nimet verilir
Rahmeti bilmeyen cinler perişan
……………………..Osman karahasanoğlu

Ne oldu gardaşım bize ne oldu
Değerlerimiz git gide kayboldu
Her yerde evlenip boşanmış doldu
Bekâr evlenmiyor dullar perişan
…………………….Zaralı Turan

Şeyrani sen neler söylersin neler
İnşaatı olan hem kumu eler
Bak berk dehşetiyle geceyi deler
Radın hep sesinden kuşlar perişan
…………………….Osman karahasanoğlu

Elinden içtiğim efsunlu bâde
Beni benden eden aşkındı sâde
Ömrüm yeter mi ki bitiyor vâde
Vuslata varmayan yollar perişan
………………………Derya Sezer

Dostlarım atışır Şeyrani ne der
Sabah kahvaltıda acaba ne yer
Bak sen şu hallere toz duman her yer
Yolunu kaybetmiş koçlar perişan
…………………….Osman karahasanoğlu

Aşk od, una yanar kalbi sadıklar
Daldan dala konar aklı alıklar
Mecnun mecnun gezer bağrı yanıklar
Mecnunun gezdiği çöller perişan
.................................Şeyrani

Yârini terk edip toprağa giren
Vedalaşamayıp acıyı çeken
Ruhunu titretip hakka eğilen
Kafes deki bülbül güller perişan
…………………….Bahattin Tombul


Öyle bir gittin ki canıma yetti
Her dem türlü türlü hallar perişan
Bu vurdumduymazı sevdan inletti
Gülümü gizleyen çal’lar perişan
……………………..Onur Bilge

Bahar gülleriyle haber salayım
Bülbülüm ol hep seninle kalayım
Yeter ağladığım ben de güleyim
Gözlerimden akan seller perişan
…………………….Derya Sezer

Verdin bana aşkın acı zehrini
Yıktın viran ettin gönül şehrini
Bu can kabul etmez aşkın tehrini
Gonca gonca gülde dallar perişan
…………………….Şeyrani

Umut bahçesine sevdâ ekerim
Engel tanımam hiç inan yıkarım
Özlemle her akşam yola bakarım
Perdeler kapanmaz tüller perişan
…………………….Derya Sezer

Aşkımı bir türlü diyemediğim
Zehirli balımsın yiyemediğim
Düğünde bayramda giyemediğim
Sarılar pembeler allar perişan
……………………..Onur Bilge

Senden ayrılınca giydim karayı
Felek ile bulamadım arayı
Ben sensiz neyleyim tahtı sarayı
Giymişim karayı allar perişan
……………………..Şeyrani.

Değişmeyen ne kaldı hep değişti
Teknoloji zaman ile dövüştü
Eski el yapımı antikaya dönüştü
Kilim yas tutuyor çullar perişan
…………………….Zaralı Turan

Sazımın telinde inleyen nağme
Yaram derindedir ne olur değme
Parlak yıldızımsın sakın ha ağma
Değerin kaybeden pullar perişan
……………………..Derya Sezer

Onur ölmüş derler duyarsın yakın
Gözünden tek damla akıtma sakın
İster rahmetle an istersen yakın
Ölümü taşıyan sallar perişan
……………………..Onur Bilge

Yarınlar karanlık, mavi artık yok.
Bol keseden vaade, karın artık tok
Tükenmiş umutlar, dert ararsan çok
Bedeni taşıyan sallar perişan
…………………….Sevim Aslanalp

Onur ölmüş sense şiir istersin
Bir dörtlük yaz diye davet edersin
Ya Hu Allah rahmet eylesin dersin
Başımı soktuğum sallar perişan
……………………..Onur Bilge

Gözlerden akan yaş sele karıştı
Gamlar, sevinçler bile yarıştı
Beyazla o siyah şimdi barıştı
Kırmızı giydiğim şallar perişan
……………………Melahat Temur

Demokrasi yoksa yoktur adalet
İhtilalcılara vardır delalet
Zulüm olan yerde işte dalalet
Okulda örtülü kızlar perişan
…………………….Osman karahasanoğlu

Siyah zülüflerin tek, tek örseydim
Felek nasip etse yüzün görseydim
Dost bağından gonca güller derseydim
Aşamam dağları beller perişan
…………………….Şeyrani

Bütün dostlar duysun meydana çıksın
Parmaklar atışma yazmakla bıksın
Yazılan dörtlüğe bakan bir baksın
Bize katılmayan eller perişan
…………………….Osman karahasanoğlu

El açmışım hakka dua ederim
Bu âlemde seni her an beklerim
Küçükten bellide hep emeklerim
Seven yürek yalnız gönlüm perişan
…………………….Bahattin Tombul

Bülbülün zarını güle sayarım
Yâr sensiz bozulur benim ayarım
Karalar giyer bu işten cayarım
Geçmiyor günlerim haller perişan
……………………Şeyrani.

Suni ilaçlarla çiçekler açar
Meyve, sebze ile bedene kaçar
Kontrolsüz gıdalar zehirler saçar
Başta saç kalmamış keller perişan
…………………….Osman karahasanoğlu

Bülbül güle meftun gül ona vurgun
Ruhum kor ateşte bedenim yorgun
Hasrette bıraktın yüreğim dargın
Kokunu getirmez yeller perişan
..............................Derya Sezer

Köyden şehirlere göçtü insanlar
Zor olan hayatta çok perişanlar
Kimse geldin diye takmaz nişanlar
Yaşam şartlarıyla iller perişan
………………………….Osman karahasanoğlu

Neden böyledir bu dünya bu âlem
Ne zaman çekildi bu kara kalem
Kesildi takatim daha gelemem
Aşkınla yandığım küller perişan
………………….Şeyrani

Ağaçlar kesilmiş bitkiler harap
Sel önüne katmış gidiyor türap
Çevre yok oluyor görünen serap
Toprak harap olmuş killer perişan
…………………….Osman karahasanoğlu

Gönlümün elinden yollara düştüm
Kavrula, kavrula bu odda piştim
Sel gibi oldum bendimi aştım
Gülden ayrı düşen bülbül perişan
............................Melahat Temur

Çok âşıklar yazdı sözün özünü
Yanar tüter ama bilmez közünü
Gerçek şair hakka döner yüzünü
Gözesi kurumuş göller perişan
…………………….Şeyrani

Garip âşık vursun sazın teline
Türküler söylesin gönül ehline
Sesimiz karışsın sabâ yeline
Mızrabım kırılmış teller perişan
.........................Derya Sezer

Vakti saatinde horozlar öter
Sönmeyen ocaktan dumanlar tüter
Bak insan insanı ateşe iter
Vaktinde çalmayan ziller perişan
……………………Osman karahasanoğlu

Bir atışma tuttuk şairler yazdı
Bilmem her nedense talepler azdı
Kimi devam etti kimide bezdi
Sazlar dile geldi teller perişan
…………………..Şeyrani

Bak küre-i arzda dirilişler var
Kendini gösterir o sevgili yar
Bakıp da görenler kazanır çok kar
Bakıp da görmeyen gözler perişan
…………………….Osman karahasanoğlu

Gök yüzünde bulut her an değişir
Seven aşıkların dili sürtüşür
Rüyalarda insan sanal sevişir
Göz yaşlarım akar damla perişan
....................Bahattin Tonbul

Kutsal değerleri gel bir, bir çiğne
Öfken geçmediyse gel batır iğne
Nasılsa susarlar gel küfret dine
Haksızlığa susan diller perişan
…………………….Osman karahasanoğlu

Zülüfler ağladı aşkın harından
Vuslat istemedi nazlı yarından
Derinden inledi ahu zarından
Suskun, konuşmayan diller perişan
….........................Melahat Temur

Vedâ havasıdır hüzünlü çalan
Ayrılığın buruk zehrini salan
Sisli bir anıdır yadigâr kalan
Boşlukta sallanan eller perişan
.........................Derya Sezer

İncitti gönlümü çekip giderken
Eksiğimde yoktu o bur da varken
Uyandım bu sabah güneşten erken
Baktım bir ben değil eller perişan
…………………Karaçı

Al yanak üstüne yakışır ben'i
Karanfil kokuyor ipekten teni
Geleceğim diye avuttun beni
Yâri saramayan kollar perişan
......................Derya Sezer

Hay huy ile geçmiş geçer çağlarım
Çölden bile çorak kalmış bağlarım
Boş geçen zamana yanar ağlarım
Bir güzel sarmamış kollar perişan
…………………….Sevim Aslanalp

Arayıp bulsaydım izini Çin’de
Ya da gölgeni bir fincan içinde
Belki bir teselli olur için de
Tek bir sır vermiyor fallar perişan
……………………..Onur Bilge

Atıştık kalmadı ağam bir uyak
Geç kaldın senide yenimi sayak
Sabah kahvaltıda olmasın dayak
Arısız kovanlar ballar perişan
…………………….Şeyrani

Gidişinle harap her taraf talan
Tek kişi kalmadı kapımı çalan
Çoktan paylaşıldı geride kalan
Bağ bahçe para pul mallar perişan
……………………..Onur Bilge
 

Osman Karahasanoğlu

( Şairlerin Kaleminden*atışma başlıklı yazı Osman Karaha tarafından 17.04.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.