bu ne biçim bir sevda..?

usul usul sabaha  uyanmaya hazırlanan

karanlığın en koyu zamanı…

hadi,geceye böl beni

sorgusuz infaz ,sabır feryadının elinde titrerken,

bağ bozumu dağılışlarda topla beni omca altlarında

bir yanım,

kendi suyunda çırpınan balığın nefessizliğinde sıkışırken kalbi,

diğer yanım,

iklimsiz papatyalar gibi özgürce patır patır açmaya çabalıyor

 

Bu ne biçim bir sevda..?

ıslanmasın diye uykularımı dolunaya saklıyorum

tatlı bir ürperişin çıplak tende gezişi

sokaklarımın kırılgan bir mavinin üzülüşüne teslimi

mevsimlerin hızla değişimi kalan papirüste…

renk nüanslarıyla yakamozlanan kumullar karşılıyor akşamı

rüzgârının tesiriyle gözüne kaçan kumu öfeliyor kaktüsüm

zehirli dillerinin dokunuşu yakıyor çarmıhtaki sevdamı

çamursu zemin yapışıp,bırakıyor ayaklarımı Senden kaçışa

git artık,

git artık benden “kendini” alarak…

pimi çekilmiş bir bomba gibiyim

güz sancısı yaşanan damarlarda

rüzgârının ruhuna Fatiha okuyacak kadar esinti var bende…

 

şimdi derdini anlatamayan ölü bir sokağın

çamurları sıvanırken paçalarıma,

yalnızlık ve kelâmsızlıktan kanayan dil bende…

al aşkını,çal başına

ve git..!
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
( Rüzgarının Ruhuna Fatih Okuyacak Kadar Esinti Var Bende başlıklı yazı ılıkyağmurla tarafından 4/24/2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.