Hamide

Adına bir çok türkü yakıldığını duydum
Onlara kulak takmam, sen benim Hamide’msin,
Kavuşacağımız günü pösteki gibi saydım.
Uğruna harcadığım yıllarımda kıdemsin,
Yad ellere bırakmam, sen benim Hamide´msin.

Hayat var olmanın son şekli imiş vücudda
Gövdeler feryad eder varınca son hududda
Ben de düştüm feryada, zillete ve yahut da
Gayyaya, senin için değer, sen ki erdemsin
Dönüp ardıma bakmam, sen benim Hamide’msin.

Bir yuvanım daimî sakinleri olalım
O yuvada aşkı ve muhabbeti bulalım
Misafirler gidince sen, ben yalnız kalalım
Koyu sohbetimizi arttıran çayda demsin
Artık ölsem gam çekmem, sen benim Hamide’msin.

Hamide, hak verdin mi sana böyle yanmama,
Dudağından aşk meyi içip içip kanmama?
İstikbalim, soy-sopum bağlandı inanmama!
Yavrumun anası ol, ak memenden süt emsin,
Hoş görüle yaş dökmem, sen benim Hamide’msin.

İlân-ı aşkım ile sığınmışdım bölgene
Tatlı karasuyunda meftun oldum dalgana
Son ilticamı yazdım, esintine, gölgene
Benim için nefis bir çiçek, gülsün, çiğdemsin,
Artık kovsan da çıkmam, sen benim Hamide’msin.


Zamanla ben de kötü tecrübeler yaşadım
Sevdiklerim uğruna yakama gül döşedim
O asortik kızların elindendi haşadım,
Sen başkasın Hamide, ne Buket, ne Didem’sin
Daha başımı yakmam, sen benim Hamide’msin.
 

Aydın Bayrakdar

( Hamide başlıklı yazı HamideAKPINAR tarafından 20.06.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.