Askerler cesetleri bulunduğu yerden itinayla çıkarırken savcı otopsi yapılması içindoktoru bekliyordu.Uzun boylu sarışın, 30 yaşlarında genç bir doktor gelmişti ambulansla.Uçurumdan çıkarılan Aylin ve Korhan`ın cesetleri savcının gözetiminde doktor tarafından incelemeye alınmış,raporlar tutulmuş ve düşmeye bağlı şüpheli ölüm teşhisi konulmuştu.Savcı şüpheci bir devlet memuruydu,komutanın kefaletine rağmen İlyas`ı,Mozan`ı ve Kadir abiyi zanlı tanık(ne demekse)şüphesiyle tutuklattırdı... Neden ,niçin sorgulaması yapamadan her üçü de tutuklanmış askeri araca konulmuştu.Mozan her durumda gülmesini bilen hayatla dalgasını geçen biriydi.Yine aynı ruh haliyle Kadir abiye döndü,

-Yahu koca adam,biz neyse gardaşım İlyasla hakettik diyelim ,bir halt yapabilecekmiş gibi burnumuzu soktuk,üzerimize elzem olmayan bir yamuğun işine...Senin derdin neydi...demiş ve o muazzam kahkahayı atmıştı arabanın içinde.Kadir abi vücuduna ağır gelen göbeğini hoplatarak gülüyordu bir ara ne oluyor diye komutan kafasını uzatacak oldu içeri de, uzattığına uzatacağına pişman oldu.Kadir abinin tepkisiyle,
-İşine bak komutan,şimdi savcı seni de yardakçı diye tutuklar.İnşallah bir de Ergenekon`a dahil etmezler...İlyas bu hengameden ve karışıklıktan nasıl çıkabileceklerini düşünüyordu.Sanki orda değildi,ne Mozan`ın espirilerini duymuş ne de etrafında olan olaylardan haberi vardı.

Cenazeler anbulansa konmuş,yazılar yazılmış ,tutanaklar tutulmuş artık olay yeri ile ilgili yapacak bir şey kalmamıştı.Cesetler morga,zanlı tanıklar adliyeye götürülüyordu.Bir ara daldığı düşüncelerden sıyrılan İlyas,
-Yahu dostlar,bu savcı ne demek istedi.Zanlı demek şüpheli demekse ,bu adam şimdi bizden de mi şüpheleniyor.Hem zanlıysak nasıl şahit oluyoruz...Valla benim bu işe aklım ermedi.İster misiniz bir gebeşin ölümü bize ithal edilsin...İşte o zaman...demiş susmuştu.Kadir abinin iğneli sözü geldi ardından.
-İlyas`ım gardaşım sana n`olacak ki,sen bir yolunu bulur yırtarsın da biz ne yapacağız, bu sakallıyla bu keli kim dinleyecek derken Mozan`ı gösteriyordu.

Sohbetleri olayın bu şekilde gelişmesi ve iyi niyetle girdikleri bir olayda zanlı durumuna düşmeleri üzerineydi.Araba artık adliyenin önüne gelmişti.Nereden haberi olmuşsa ülkenin uyanık basını ,kameraları hep ordaydı.Sorgusuz sualsiz arabadan inenlerin resimleri alınıyor, kamremanlar
inenleri çekerken muhabirler tüm Türkiye`ye Korhan olayını ,içyüzünü ve cinayetini anlatıyor şüpheli üç kişinin olay mahalinde yakalandıklarını ...sanki katil onlarmış gibi lanse ediyorlar,anlatıyorlardı.
-Eyvahhh dedi Mozan...``Bu yaştan sonra bir de katil damgasını yedik.Ayıkla pirincin taşını.``
Kadir abi kendinden beklenmeyen bir hamle yaptı o anda.Kolundaki askerleri silkeleyerek bir adım öne çıktı ve bağırdı avazı çıktığı kadar,
-Heyyyy...bana bakın ,milleti yanlış yönlendirmeyin ...biz katil değiliz ,katiiiilll.
Askerler kısa bir an tereddüt geçirmiş ve dipçiği çeken Kadir abiye saldırmıştı ki...komutan müdahale etti...
-Asker! bırakın onları,onlar şahit ...katil değil...İşte o an basının ,televizyonun bakışı değişmiş ve (az önce katil olduğu sanılan derken) hepsi birden ağız değiştirmiş olayın görgü tanıkları demeye başlamışlardı. Bu olaylar bir anda televizyonlar aracılığıyla canlı yayında tüm ülkeye geçilmiş ve tv`ler reyting rekorları kırmıştı...

Ancak gerek ilyasın,gerek Mozan`ın gerekse Kadir abinin evinde şok etkisi yapmış ailelerin yürekleri ağzına gelmişti...
( Kayıp Yazar 18 başlıklı yazı Lütuf VELİ tarafından 30.06.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.