Olması muhtemel beş kadın vardır hayatımızda.
İlki annemiz, sonra kız kardeşimiz, sonra karımız ve kız çocuğumuz bunlara belki bir de çalıştığımız yerden iş arkadaşımız eklenebilir.
Yani statü olarak; anne, kardeş, eş, evlat ve arkadaş olmak üzere beş kadın…
Bunlarla ilişkilerimizi irdelersek, karşımıza çıkan tablo nedir acaba?
ANNE: Bizi karşılıksız sevmiştir. Gebe kaldığı andan itibaren sevgisi ile yoğurmuştur. En aciz ve çaresiz anımızda Rahmani şefkatiyle başkalarının katlanamayacağı sıkıntılara katlanarak bizi büyütmüştür…
KARDEŞ: Eğer abla ise ikinci anne olmuştur. Bağrına basmıştır. Karşılıksız sevmiştir, kollamıştır, gözetmiştir. Küçük kardeşse, baba vekili yerine koymuştur, hayranlıkla sevmiştir. Bazen sığınılacak liman olarak kabul etmiştir.
HANIM: Yaşam arkadaşı yapmıştır. Mantık evliliği ise; hayatın sıkıntılarını paylaşacağı, geleceğini ve çocuklarını garantiye alabileceği bir dayanak olarak görmüştür. Aşk evliliği ise; bir süre bulutların üzerinde yaşasa da ayaklar yere bastığında o da mantık rayına oturmuştur. Menfaat birlikteliği…
ÇOCUK: O zaten kendisini sevdirmiştir. Etrafında dönerken aslında seni kendisine pervane etmiştir. Yaşadığın sürece mahkûmusundur.
ARKADAŞ: İş yerinde zamanını ve yükünü paylaşan, kimi soğuk, kimi sıcak, kimi en dertli olduğun anda bir dosttur…
İlerleyen zaman ile birlikte bu beş hanıma karşı duygu ve davranışlarında nasıl gelişmeler olmuştur, hiç düşündün mü?
Kızını geçelim. O zaten kendini doğduğu andan itibaren, hele ki konuşmaya başladığı ve cilveleri yapmaya başladığı andan sonra seni emri altına almıştır. Ta ki evleneceği adamı buluncaya kadar…
İçlerinde en çok sevgini ve şefkatini hak eden belki annendir. Ama belki hakkını en az teslim ettiğin o olmuştur. Hele bir de karınla arana girmişse kendisine karşı nasıl tavırlar sergiledin kendine sor! Kız kardeşin de bu değişimde payını almıştır.
Karın çocuklarını doğurmuş, sana umut bağlamıştır. Evini sıcak tutmaya çalışmış, gerektiğinde dertlerine ortak olmuştur. Her ne kadar seni senin akraba çevrenden kendi akraba çevresine döndürmeye çalışmışsa da bunu fıtraten yapmıştır.
İş yerindeki iş arkadaşlarını hep bakımlı, şık ve iş ortamının dinamik havasında görmüşsündür. Evde eşinle paylaştığınız beşeri zafiyetleri burada görememişsindir. Dolayısıyla nefsi zafiyet içinde bulunan kişiler için gönül kayması tehlikesini potansiyel olarak uhdesinde daima muhafaza etmiştir. Tüm dünya ülkelerinde bazı kazalara sebebiyet vermiştir.
Ya emekli olduktan sonra?
Yaş ilerleyip, çocukluk yıllarından itibaren anılar ara sıra göz önünde resmigeçit yapmaya başlamışsa; neler düşünmeye başladın? (ya da başlayacaksın?)
Çok geç olmadan dürüstçe sor kendine.
Sor da geç olmadan, herkesin hak ettiği muameleyi geç kalmadan yap.
( Beş Kadın başlıklı yazı Gürcan Onat tarafından 8.09.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.