En hünerli yanımdır yalnızlık;
En beceriksiz yanımdır mutfak.
Yemek kokuları ve akşam ezanları şimdi benden çok uzak...

İnsan suretine bürünmüş yalnızlıklar cadde ve sokakları süslerken çığlıklarıyla,
Çocuklar parklardaki son neşelerini tüketiyor;
Yorgun bedenlerini deliksiz uykulara yatırmak için...
Ve şimdiden hazırlanıyor en güzel düşler melekler tarafından,
Onların gözlerine giydirilmek üzere...

İşte senin için doğan güneş.
Bak!
Şimdi benim için batıyor tüm sessizliğiyle.
Kahverengi çocukluğum geliyor aklıma.
Üşüyorum! Sıcacık bir yalnızlık yanıma uzanırken...
Portakal tadında gün batımlarım olmadı belki,
Belki uzaktım denize ve gözlerine.
Gözlerini bulduğumdaysa kuraktım toprak gibi...
Deniz görmeyen birinin, tam ortasına düşmesi gibiydi gözlerin.
Boğuldum düşünmeksizin.
Boğuldum bütün özlemimle sende ve senleşen bende;
Ruhumla saklambaç oynar gibi boğuldum düşünmeksizin...

 

En hünerli yanımdır yalnızlık;
En beceriksiz yanımdır hatıralar...
Birikinti yapan sensizlik ve hayalinle kavga ederken buna şahit bütün zamanlar...

Gece ökse otu gibi yayılırken vücuduma ve tüm zehrini akıtırken uykusuz sabahlara,
Kan çanağı doğan bir güneş karşılıyor evreni kaldığı yerden.
Simitçinin gereksiz yırtınmaları;
Şehir otobüsleri, kornalar, kaldırım acelecileri
Ve hızla kalabalıklaşan caddeler günaydın diyor uyku girmeyen gözlerime.
Günaydın Ankara, günaydın Kızılay ve günaydın köşe başı yalnızlıkları...
Yağmur olanca şiddetiyle patlarken damla, damla tenimde;
Kupkuru bir yalnızlık eşlik ediyor gri gökyüzüyle ıslak caddelerde bana.

 

En hünerli yanımdır yalnızlık;
En beceriksiz yanımdır mutluluk...
Sarılmak vardı şimdi sana sımsıkı göğsüne yavaşça sokulup...

Ne diye düşünürüm ki bunları. Ne diye gelirsin ki aklıma...
Kendime çekilmek istiyorum artık.
Deniz ortasında rota veren fenerler gibi ama tam tersini...
Sana giden bütün yönleri kör karanlıkta bırakmak
Ve apansız çarpıp kendi içimde dağılmak...
At beni kendinden dışarı!
Paçavra olmak sende olmaktan daha anlamlı artık...
At beni, ben adlı uçurumlardan sen simalı boşluklara.
At beni! Yeter sende süren esaret
Ölmeli artık!
Böylelikle beklentiler ve belkileri de öldürmek gerek.
Ama ölürken bile güzeldir, her şeye rağmen seni ölürcesine sevmek...


(Sükût-u ankara)

ANKARA

( En Hünerli Yanımdır Yalnızlık... başlıklı yazı Emre Özyol tarafından 16.09.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.