1 Yaşamdaki Adem Ve Havva Tartışmaları

Kadın ve erkeklere dair “kem- küm” söz eden ustaların arasında kalınca, bende kendimce yanıt verdim:
Hani Cennetteki meyveyi yedikten sonra yeryüzüne indiler ya Adem ve Havva. İşte asıl “sen ve ben” o andan itibaren başladı. Cennetteki rahatlarından yoksun olmak, “ekmek elden su gölden” misali rüya gibi yaşama hasret kalmak, kolay olmasa gerek.
Lakin şu bir gerçektir ki, yaradılışımız gereği, anatomimiz gereği biz kadınlar bir erkeğin kaburga kemiğinden yaratıldıysak madem, kimse şikâyet etmesin lütfen. Gen bilimleri bunu açıklıyor zaten. Havva’nın karakteri, Adem’den bilgi genleriyle aldığına göre, bizler de eşlerimizin karakterlerini yabana atmayalım değil mi? Hırçınsa, aksiyse, tembelse, çalışkansa şehvetliyse, güzelse, iyiyse, hoşsa, cadalozsa, vb olan bir kadın, şunu bilelim ki gen istatistiklerine göre tüm bilgiler eşinden geçmiştir:)))
Özlü sözleri okurken aklıma çelme atmaya çalışan kalemlerle karşılaştım, öyle ki çoğu gülümseten sözlerdi, bende ister istemez onlara, düşünsel bir karşı duruşa geçme gereğini duyumsadım. Sizler de fikirlerinizi yazabilirsiniz. Her söz edeni, her sözü, “doğrudur” diye kabullenmek zorunda değiliz ki…
Peki, kadın ve erkek hakkında ben ne söz etmeliyim sizce?
Yanıt vereyim kendi soruma:
“Bir erkek ve bir kadın iki farklı logonun parçaları gibidirler. Ayrı olduklarında bir anlam taşımazlar, ama birleşince bir bütün olur ve görünüm güzelleşir. E.Pişiren”
Keyifli okumalar.

Sevgi ve Saygıyla

Emine PİŞİREN

***
Hemant Joshi: Evlendikten sonra erkek ve kadın, yazı-tura gibidir; asla yüz yüze gelmezler, ancak hep beraberdirler.
Emine PİŞİREN: Sevişirken bile bir erkeğin gözlerini kapaması sevdiğinden uzak kalması, ne büyük bir yalnızlık!

Sokrates: Her durumda evlenin. İyi bir eşiniz olursa mutlu olursunuz. Eşiniz kötü olursa filozof olursunuz.
Emine PİŞİREN: Aynı sözler bir kadın içinde geçerlidir. Sokrates cins ayrımı yapmış. O seçiminde ta baştan yanlış yapmış. Bir eşyanın defosu onu ele aldığın ilk anda göremezseniz bu sizin hatalı tercihiniz olacaktır.

Dumans: Kadınlar bize her zaman büyük hedefler gösterir ve onlara ulaşmamızı engeller.
Emine PİŞİREN: Ah, ne büyük yanılgı ve kendine olan güvensizlik göstergesi bir söz bu! Başarısız olan hasta karakterli bir insanın savunma mekanizmalarından biri de “karşı tarafa veya en yakınındakine” taş atmaktır.

Sigmund Freud: Hiç yanıtlayamadığım en büyük soru şu olagelmiştir: “Bir kadın ne ister?”
Emine PİŞİREN: Demek ki ayakta ve yatakta kifayetsiz kalmış, psikanalizin babası:)))Çok fazla bir şey değil ki istediği kanının… Kadın ayaktayken içten sarılmak, yataktayken de başının okşanmasını ister.

Anonim: Karıma bazı sözler etmişimdir, o da bana bazı paragraflarla cevap vermiştir.
Emine PİŞİREN: İyi ne güzel işte. Açıklamalı ve detayları sunan bir yanıt vermiş. Yeri gelince bir kadın veya erkek bunu başarmalı.

Henny Youngman: Bazı kişiler uzun evliliğimizin sırlarını sorarlar; Biz haftada iki kez restorana gideriz. Biraz mum ışığı, akşam yemeği, hafif müzik ve dans… O salı günleri gider, ben cuma.”
Emine PİŞİREN: Aynı evde, aynı yatakta hissedilen korkunç bir boşluk gibi… Dürüstlük olmadığı gibi kendilerini de yalnızlık ve riyakârlıkla oyalıyorlar.

Sam Kinison: Terörizm beni hiç endişelendirmez. İki yıldır evliyim.
Emine PİŞİREN: Savaşı baştan kabul etmiş. O halde evinde ve yatağında sürekli silahıyla dolaşacak ve uyuyacak. Korku kültürüyle yaşamak bu olsa gerek.

James Holt McGavran: Fon transferi için elektronik bankacılıktan hızlı tek yol vardır ve buna evlilik adı verilir.
Emine PİŞİREN: Ben şu anda hoş bir tebessümle gülümseyeceğim ve eski bir söz olan “yuvayı dişi kuş hazırlar” dalına asılacağım. Ticari ve iktisadi ilimler okumuş birinin evliliğe bakış açısından baktığını görmekteyim.

Patrick Murray: Her iki karımla da talihim kötü gitti. Birincisi beni terk etti, ikincisi terk etmedi.
Emine PİŞİREN: Şayet evliliklerinden biri YAŞAM diğeri ÖLÜMLE gerçekleştirmişse bu söze katılırım. Ama eski bir sözle yanıt vermeyi de kaçınılmaz buluyorum. “Yaşarken ölüm uzak bana, öldükten sonra da yaşam uzaktır bana”

Anonim: Karınızın doğum gününü unutmamanızın en iyi yöntemi, bir kez unutmanızdır.
Emine PİŞİREN: Yaşamımızda “bir kezler” iz bırakır. Haydi, birkezlerden akla gelenleri bir sayalım şöyle:
-Bir kez, ameliyattaki hastasının karnında makası…
-Partnerinizle sevişirken  adını…
-Bir kez elektrik faturasını…
-Bir kez ev kirasını vermeyi…
-Sınava girmeyi…
-Sevgiliyle olan randevuyu…
-Kazanılacak-kaybedilecek son mahkeme davasına girmeyi…
-Herhangi bir mekânda arabanızın anahtarını…
Daha çook şeyleri…

Henny Youngman: Evlenmeden önce ne yaptım, biliyor musunuz? İstediğim her şeyi.
Emine PİŞİREN: Ee, ne güzel işte!..Olgun ve yetişkin biri evlenmeli. Evcilik değil ki bu… Çocuklar doyana kadar yerler… Doyduktan sonra şişkinlik ve gaz şikâyetleriyle ağrı çekerler, sonrası avaz avaz ağlarlar. Çözüm yine bir kadının şefkatli yüreğindedir. Sevgi ve merhamet.

Rodney Dangerfield: Karımla ben 20 yıl çok mutlu yaşadık. Sonra da tanıştık.
Emine PİŞİREN: Çok güzel!..Uzun vadede SEVGİNİN sihirli etkisi. Evlilik tahtına birlikte çıkıp oturmanın asil görüntüsü. Sen ve Ben tartışmalarıyla zaman geçirmeden, anı en güzel yaşamanın kanıtı… Bize de tebrik etmek düşer.

Milton Berle: İyi bir kadın, yaptığı her hatasında kocasını affedendir.
Emine PİŞİREN: Yok canım!..Şayet bu hatalar eş aldatmaları gibi bir hataysa, ben buna “Hülya Avşar Sendromu” diyebilir miyim?Değilse affetmek iki taraflıdır. İnsanız değil mi? Yaşamda ilerlerken hatalarımız ve tökezlenip düşmelerimiz olacaktır.

Anonim: Evlilik, kişinin düşmanıyla yattığı tek savaş şeklidir.
Emine PİŞİREN: Bu söze yanıt vermek bile abestir. Sürekli savunma ve saldırıda olacağın, türünün devamı için, diğer yarınla bütünleşmen için, kutsal bir birlikteliğe böylesi şablondan bakan birinin sağlıklı bir ruhta olmadığını düşünmekteyim.
*Birinci adam (iftiharla): “Benim karım bir melek!”
*İkinci adam: “Çok şanslısın, benimki hala yaşıyor”
Emine PİŞİREN: Kifayetsiz, kendi şansını yaratamayan, egoizmin basamaklarından inmeyen, özgüveni eksik, acz içinde olan birinin hezeyanlı iç sesinin dışa vurumu…
Nash: Evliliğinizi iyi götürmek istiyorsanız, 1) hatalı olduğunuzda itiraf edin, 2) haklı olduğunuzda susmayı bilin.
Emine PİŞİREN: İşte sağlıklı bir iletişime tanık olduğum sözlerden biri! Özgüveni tam ve erdemli bir insanın kişilik rengi. Birlikte yaşam ve evlilik basamaklarını çıkarken, eşlerden biri tökezlenebilir, hatta dengesini kaybedip düşebilir, eğer onun elinden tutmayıp da tek başına çıkarsa eş, o evlilik basamağı ne denli sağlamdır. Tabi ki çürüyüp, kırılacaktır o basamak. Zira “nemi alan ağaçta kurtlanma kaçınılmazdır.

Mutlu Kalın

Emine Pişiren

( Yaşamdaki Adem Ve Havva Tartışmaları başlıklı yazı BelkiBirGün tarafından 16.09.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.