Bir sonbahardır şimdi her yanım
Engin denizlere yelken açarken hayatta
Hırçın dalgalar tüketti her yerimi
Ben böyle doğmadım, ama şimdi böyle yaşar oldum
Bu şehir öyle zalim ki, tükenen yürekleri seyreder akşamları.
Sabah balıkçılarının ağlarına takılan   istavritler misali, ucuz ve lezzetsiz…
 
Bir sonbahardır şimdi her yanım
Başımın üstünden geçen göçmen kuşların kanadına
Bağlamak istiyorum, tüm kahırlarımı
Alıp götürsünler sıcak ülkelere, bilinmez yerlere
Bu şehir öyle zalim ki, kahır dolu evlerden yükselen acıları kanadır akşamları.
Yoksul insanların çöplüklerde tükenen hayatları misali, aç ve kimsesiz…
 
Bir sonbahardır şimdi her yanım
Her sahile gittiğimde, kartondan iskeleler kurar
Gazete sayfalarından gemiler yapar yüzdürürüm
İçine kendimi ve deniz gözlü kızları alır gitmek isterim bu yerlerden
Bu şehir öyle zalim ki, güzel gözlü kadınları hiçe sayar akşamları.
Durakta bekleyen kızların sabırsızlığı misali, hırçın ve umarsız…
 
Bir sonbahardır şimdi her yanım
Yiğit doğmuşuz anamızdan, ne yapalım
Yıldırımları önce gözlerimizde eritip, sonra toprağa vermişiz
Dik durmuşuz, aç gezip, tok sallanmışız
Bu şehir öyle zalim ki, mazlumu zalime tutsak etmiş kahır akşamları.
Adanmış değerlerin ihaneti misali, basit ve dipsiz…
 
Bir sonbahardır şimdi her yanım
Yarı sevdalar yaşanmış, öksüz kalmış şarkılar bestelenmiş
Söz verilen ama hiç tutulmayan, güzel gözlerin arkasından
Hangi beddua varsa edilmiş, isyankar olan yüreğin acısıyla
Bu şehir öyle zalim ki, giden sevgiliye inat sahte gülücük dağıtan akşamları.
Seviyorum deme gücü olmayanlar misali, yalın ve aşksız…
 
Bir sonbahardır şimdi her yanım
Gülhane parkında bıraktığım atkını ararım her gidişimde
Boğazın rüzgarında hissettiğim kokunu anımsarım bir balıkçı lokantasında
Ben şimdi bütün hesapları sana yazdırıyorum gelip bir gün ödersin diye
Bu şehir öyle zalim ki, hesapsız kitapsız insanların adam olduğu sahte akşamları.
İsmini söyleme cesareti olmayanlar misali, yüzsüz ve kalitesiz…
 
Bir sonbahardır şimdi her yanım
Bütün adamlığımı, dar sokakların soğuk kaldırımlarına bırakıp gidiyorum
Bulutların karanlığını, sirkeci garındaki trenlerin kömür sisiyle karıştırıp, kömür karası gözlerime sürme çekip gidiyorum.
 
Karşında artık boynu bükük durmayacağım, çünkü her şeyi arkamda bırakarak dimdik sana inat gidiyorum.
 
Yalnızlığımı kendime saklayarak, kırılmışlığımı içime atarak öylece gidiyorum.
 
Bir başıma bu tedirginliğimi de, ömrümü tüketenlerin yanına bırakarak gidiyorum.
 
Hatıra bırakıyorum sana, almış olduğun kol düğmelerini, benden sana kalacak son hatıra olarak yanı başına koyup gidiyorum.
 
Bu şehir öyle zalim ki, tükenen yürekleri barındırır nefessiz akşamları. Ve ben hiç tanımadığım birin elinden tutup gidiyorum, hiç tanımadığım, hiç görmediğim uzak yerlere gidiyorum ve bir sonbahardır şimdi her yanım, bir sonbahardır şimdi her yanım.
 
 
19 Temmuz 2008
 
www.cumayazilari.com
 
( Bir Sonbahardır Şimdi Her Yanım başlıklı yazı cumayazıları tarafından 30.09.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.