Oradaydık yine işte, alfabeler şehrinin dar sokaklarında
harflerden binaların, sokak lambalarının, ağaçların kıyısında
koşarken koşarken yine kaybolmaya çalışıyorduk öz be öz telaşlarımızla
yine kaybolalım diye kendi derinlerimizin tortularında
yine bulamayalım diye birbirimizi / uzaktan akraba sancılarımızda
yine kayıp ilanı verelim diye yüreklerimize / hısım cemaatlerimizde
kaybolalım da tekrar yörüngemizde birleşelim diye 
ibret- i alem e tekrar nasıl doğduğumuzu gösterelim diye
oradaydık bir kez daha hattatların doğurduğu lügatlarda
kaybolmuş sözcüklerin izini sürerek mesut bahtiyar hallerimizle


Bilirdik aslında bilirdik zinaya uğramış sahtekar tavırları
Yine de bilirdik bir bataklıkta dahi kardelenlerin yaşayabileceğini
Bilirdik her vicdanın aslında bir kılavuzu olduğunu / filizlenmiş umutlardan savrulan
Tabii ki bilirdik boynuzun kulağı geçeceği o günleri / tek bir nokta dahi koymadan
Oradaydık her yer alfabe / güzel – çirkin – sabırlı – öfkeli tüm gramerler orada iken

“Bulacağız da, başımız göğe mi erecek? ” dedi birimiz
“Bulamayacağız da başımızı düşlere mi gömeceğiz?” dedi diğerimiz
“bulduk da bunadık mı yoksa ” dedi ötekimiz
En doğru cümleyi, en doğru sayfaya yapıştırırken / tenimiz yapış yapış
Boynumuz bir kıldan dahi inceleşirken giderek / en ahde vefalı zamanlarımızda


Oradaydık işte,
Bir köşe başında, cadı kazanında haşlanırken o zalim sözcükler
Üşüşmüşlerken başına cahiliye devrinin kuklaları
yalandan bir harf daha yiyeceğiz diye
Biz o ateşleri söndürmeye çalışırken, içimizdeki yangınları eksiltip
İşte o cadı kazanlarının dumanından daha fazla ölüm çıkmasın diye işte
Çoluk çocuk / çoluk çocuk /yer yüzünün toprağının mucizesine hürmet
Bassınlar / daha çok bassınlar diye topraklarına / güler ayak / güler ayak / 
Daha çok yazsınlar diye / iyiden yana iyice / iyice nesillerinden yana 


Oradaydık hepten, külliyen
Çaresiz şiirlerin gönüllü kamburları olurken 
İşte o alfabeler diyarında
İşte o gönlümüzün lügatlar aleminde
Ama her zaman sinemizi sinelerimize çekerken
Beş vakit düşlerken düş damlalarındaki buğulu sevdaları
İnanarak tüm inançlarımıza / şartsız koşulsuz kuralsız 
Yeminli tercümanlar gibi usul usul sıcacık çevirerek tüm dillere aşkları

Oradaydık 
Birimiz
Diğerimiz
Ötekimiz
Onlar
Aynı rüyalara sığabilenler
Aynı rüyanın lehçeleriyle sevişenler
Dil hiç icat edilmemişti çünkü / dil hep vardı rahmimizde
Oradayken hepimiz o efsunlu alfabeler uygarlığında…

Oktay Coşar
( Oradaydık Xvıı başlıklı yazı marcel tarafından 12/19/2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.