bölüm A
1. 
İkinci zon.oyun bitti dostum.ve iki el silah sonra tüm ruhlar alfabeyi teslim alacak.şiirsel bir dünyada, aritmik düzlemlerde nefes alacağız.ölüm tarlaları,yaşam bahçelerinde ve o her geçen günün dolmak bilmez,doymak bilmez repliklerinde.rap rap seslerinde,faşizmde tanıyacağız yangın yerine dönmüş kasabaları.çekilen her kasap havası uzunluğundaki hislerde bir tür duman bulacağız.tüm yoksun akşamlar şaraba duracak.bir ve iki.. 

2. 
Taygun adında biri o gün sinirli olsa ve dese ki; 
“zamanı tırtıklayamazsınız" 
Ve şeytan çıksa ona bir söylense 
“umudu zimmetime geçirme hakkım ve söke söke alırım" 
Çoğul umutlara ve tekil ölümlere karşı insanoğlu hep söylense de 
“konuşma konuştukça sıra sana gelecek" diye 
özel tüketim sergileri galerilerde yerini alıyor işte 
bu mudur dostum? çığlık kokan güzel ölüm ve tutarsızlık… 

3. 
“bana adınızı bağışlayın mösyö
“jean karadumançıktıraydan asılıdırkaderimeaux
“nantesli misiniz?
“vi
“köyünden mi?
“içinden 
“o halde iki satir limon olmuş duygularınızı niye insanların pörsümüş aşklarını çalmak için kullanıyorsunuz 
“beyefendi Paris hariç Fransa taşradır
“vergi kesicim sizden
ne vergisi 
özel gözetim vergisi 
“lan yürü git!
“janti ol biraz tamam taşralısın anladık amma velakin sen göz koydun yitik aşkıma
… 
Konuşmalar anlamsız ve uzar konuşmalar..bir trende geçse ne olur ya da bir hayalde.sızan bir pekmez sıvısı güncenin vitamin olmadan göçmesidir tıpkı hayatlarımız gibi.tıpkı bayatlamış ruhsal istikametlerimiz gibi. 
Zaman istikamet yemiş askerlere yön vermeyi akıl bile etmiyor artık.vıcık içsel bir durum güncellemesi; yakamozlarda yan yana durmak.mizansen… 

4. 
Karadutum çatal karam çingenem.şarap içmiş kasılmış çenem.nerde kaldı migren,hükümet yengen.aşçı imal etti bolu Mengen. 
Bir hüznün tüm alaşımında neleri bulsak azdır.hazdır,azmış bir haz.çiğnenen her patırtının ardında tavşansı duygular sezgiyi ezer geçer.kasırganın kayınbabası yıldırıma görücü gider.o sırada yağmur güneşlenmektedir az sonra uçacağını bilmeden… 

5. 
Amma velakin çok hoşuna gidiyor umut paralel dolusu ölüm kokan yalnızlıkların.amma sakin geçen her ömürde bir ses bile vızıltı kadar duyulmuyor. 
Bu kaçıncı zonudur hayatın? Bu kaçıncı zomudur kafanın? Bu kaçıncı zumudur objektif rüyaların? Her soru cevapsız,her dünya tepe taklak.abazan koçlarla kaçan yüzlerce koyun arasında konumlanıyor tüm ahval ve şerait. sarımtrak antibiyotik benzeri gönüller bile ayağa kaldırmıyor sararmış benlikleri.tuzlanmış balık kokan ve yeter denilen zan altına alınma duygusallığı.telefon ölümleri.aşkı kapan kuzgunlar 
6. 
Tümceler geçiyor ve egomuzun teknik üniversitesi diploma vermiyor artık.şafak/karanlık…
 

bölüm B
sana zaman sensin dememiştim ey yükü gamlı mizansen.sadece şu alemdeki esirleşme potansiyelini oylamaya sunmuştum.sonuç açıktı.kaçıktı herşeyin konumlandığı rölanti geçişler.bir zarftan çıkan tüm günceler neler yazıyordu tarihe bilinmez iki denklem arası.avurtlarım çökse ne kadar güzel olabilir yüzüm.söylermisiniz ey yükü zamlı vergisel atmosferler. 

umuda 
kan tüküren 

kara 
devirlerden geçtim 

sen sonu umursamaya varmamış henüz ellilik olmuş ıslak bir banknotsun.notun düşük

gelme! dedim kimliklerinde kibar bir günce yazılı absürd zamanlara.kirimi yıkarım ben zaman çarşaf çarşaf olsa hüznü silmeye kaç birim hayat suyu gereklidir? oysa düşler kirlendikçe bembeyaz kesiliyordu.umut kar kürüyordu.eridiğimiz yerden ne tür doğaçlamalar üretiyorduk. 

o gün insanları taramak üzereyken silahını bırakıp, hangi kumsuz bünye tarağını çıkartıyor ve sonra tarağı tatara veriyordu. 

susadığımı hissediyorum.telsizvari sesler yaklaşıyor.adım ölüme yakışır.elektrikli varsayımlar tuzlu yoksayımlara dönüşürken elim, cenazeler dolusu sevda hangi deniz boyunda ölümüne şerefe diyecektir. 

ben karaya çıkmış bir siyahım ve gözlerim ölüme kokuyor.sen kendi benliğinde bir somut bilgi.ben yokulurken sen inancımla varolacaksın.hemen şimdi olmasa da. 

sona 
hayat tüküren 

beyaz 
sezgilerden geçtim.yokuşa inerken sen tuttum elini. 

evet,öylesine.ölesiye...
 
( Bir Duyu Yitiminin Ardından başlıklı yazı vargtimmen tarafından 8.01.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu